Pazartesi, Aralık 11, 2006

Tuhaf!

Büyük bir villa, sanırım 4-5 katlı büyük bir saray yavrusu, akşamın bir vakti, villanın içinde büyükçe bir asansör. İçi metalik ve aynalı. Ne işim var orda gecenin bir vakti diye kendi kendime sorup duruyorum. Üzerimdeki zarif siyah tuvalet ve ayağımda da nike spor ayakkabım ile kimine göre tarz kimine göre de ucube bir şekilde asansördeki aynalardan kendimi süzüyor ve allahım ne işim var burada benim, amacım ne, neden yalnızım, kocam nerde ve neden altı kaval üstü şişhaneyim diye söyleniyorum. Zemin kat olduğu her halinden belli 0’a basıp aşağıya inmeyi, arabamı otoparktan almayı istiyorum. Ordan çıkmam lazım biliyorum. İçim daralıyor, asansörün içine sular girmeye başlıyor alttan biryerleden. Tuhaf! Bu ıslaklık da ne? Çişim de yok, katiyen ben yapmış olamam, yerler ıpıslak oldu, kahretsin, iyi ki spor ayakkabılarım ayağımda, yoksa o topuklularla nasıl inecektim malikanenin mermer merdivenlerinden. Ohh neyse durdu asansör bir de kapısı açılsa, hah açılıyor…

Kapı açıldı her iki yanından biri sağa biri sola doğru bıızt bııızzt diye . aman tanrım bu kadın! Asansöre binmek için tam karşımda duruyor, iyi de neden bomboş dışarısı, neden zemin katta bir Allahın kulu yok? Bu kadın neden bana hain hain dik dik bakıyor? Aman allahım o üzerinde her zamanki dar kırmızı mini tuvalet, silikonlu dudaklarına sürdüğü kırmızı ruju, boyun hizasındaki sarı kabarık fönlü saçları, topuklu stilettoları. Aman allahım, o elinde parlayan ne? Bir bıçak! Peki neden bana chucky gibi bir yüz ifadesi ile bakıyor? Hem neden buradaki ışıklar kesilmiş? Üzerime yürüyor, “hen hen hen hen, ölüceksiiiin”

Asansör kapısını nasıl kapatıp kendimi 4. kata tekrar çıkarttım bilemedim. Her yer su. Her yer su. Kendimi 4.katta attım çıktım dışarı ışıklar yok ve aydınlatma yok denecek kadar az. Mermer merdivenlerden sular şelale gibi gür gür akıyor, ben spor ayakkabıları giydiğime dua ediyorum, o kırmızılı kadından kaçmak için yön tayin etmeye çalışıyorum. Peki bütün o insanlar nerde? Sessizlikte tek duyulan ses merdivenlerden akan su sesi, ve kırmızılı sarışın kadının topuklu ayakkabılarının sesi. İyi ki tanrım, iyi ki spor ayakkabıları giymişim, suların üzerinden kayıp düşmeden merdivenlerden inmeye başlıyorum.

Ne aptallık etmiştim, ben aşağı inerken o da yukarı koşar adımlarla bana yetişecekti. Orta katlardan birinde karşılaştım onun yılan gözleriyle. O kadar açık renkteydiler ki, içim ürperdi. Bir sağa bir sola manevra yapıp şaşırttım onu, elindeki büyük kasap bıçağı parladı bir ara ve üzerime doğru bir hamle yaptı, az kalsın kalbime boynuma saplanacaktı, kendimi nasıl geriye attım bilmiyorum, nasıl der amerikan dili sevdalıları: “thanks to air Jordan!” evet yaşasın nike air Jordanlarım. Bir zıpladım ve mermer merdivenlerden peşimdeki sapık kadına rağmen uçarak inmeye başladım, uçuyordum resmen, oysaki o, incecik kırmızı topuklularıyla sular üzerinden benim kadar hızlı gelemiyordu peşimden. En alt kata indim, malikanenin kapısı kilitlenmiş. Zorladım açamadım, ağlıyorum, yukardan sarışın kadının topuk sesleri yaklaştıkça benim nefes alışlarım hızlanmaya başladı. Daha da aşağıya inen başka bir merdiven gördüm. Acaba nereye iniyordu? Denemeye değerdi, kapana kısılmıştım, son hızla inmeye başladım loş merdivenlerden, nereye gittiğimi bilmiyordum ama tahminen yer altına doğru yol alıyordum. Bir garaja benzer bir yere indim. Bir iki tane araba sıralanmıştı. Hollywood filmlerindeki gibi olur ya hep, hani mutlaka birinin üstünde bir anahtar bırakılmıştır. Burada o da yok. Bir kürek buluyorum kenarda köşede, sarışın kadın kırmızı mini ve dar elbisesiyle tekrar karşımda, bana kahkahalar atarak yaklaşıyor. O anda kürek elime geçiyor ve kafasına geçiriyorum, onun sendelemesinden cesaret alıp garajın kapı düğmesini fark ediyorum, o kadar yavaş açılıyor ki açılmasını beklemeden yerden yuvarlanarak kapının aralığından kendimi dışarı atıyor ve arkama bakmadan kaçıyorum oradan. Arkamda sadece o kadının kahkahaları. Aynı chucky gibi!

Sabah oluyor…
Kocacım, kalk, kalkkkk, şiiişşş kalksanaaaa.
Ne oldu canım?
Ühü, ühü, biliyor musun Seray Sever beni bıçakla kovaladı, öldürecekti beni
Yok canım?
Elinde kasap bıçağı vardı, hain hain kahkahalarla gülüyordu bana, ühüüü
Ee sen ne yaptın?
Kürekle vurdum kafasına ve kaçtım, takmıştı bana kafayı, hem sen nerdeydin? mermer merdivenlerden su çağlayan gibi akıyorudu. Her yer suydu, her yer su… her yer su… su….

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Eh be kızım ne diyeyim ben sana şimdi? Açıkta kalmışsın desem ayıp olacak. En iyisi sen fazla takılma televizyondaki programlara bu ara.

Nenoni dedi ki...

Gündüz niyetine mi derler rüya anlatırken ..neyse basbayağı bir kabusmuş bu...

Pel dedi ki...

merhaba topluigne
öncelikle hayır olsun.rüya dinledim mi, dayanamam yorumlarım ben.
hayat devam ederken hayatın güzel akışı içinde yer almayı bırakmamak için güzel şık kıyafet giymiş hem de olası sıkıntılar karşısında önlem almak için altına spor ayakkabı giymişsiniz. aldığınız önlem karşısında haklı gururu yaşamışsınız, önlem işe yaramış çünkü. çevrenizde sizin başarılarınızı veya sahip olduğunuz güzellikleri kıskanarak peşinizden koşan insanlar var, sizin yerinize geçmek isteyen insanlar. onlara dikkat. su aslında ferahlıktır, sıkıntıları atlatmak anlamına gelir. burada da sizin peşinizden gelen sıkıntı, sorun veya sorunlu insanların aslında size kötü birşey yapamayacağı, işlerin zaten kendiliğinden yola gireceğini anlatan bir rüya olduğunu düşündüm ben.
yine hayır olsun diyelim ve sözü kısa keselim.
sevgiler

Toplu İğne dedi ki...

yok yok aslıcım açıkça söyleyebilirsin; saah kalktığımda farkettim, yorgan sıyrılmış, takke düşmüş ve kel görünmüştü! :)))

nenonicim evettt, tam bir kabustu, bahsi geçen kadın resmen chucky gibiydi, kabusss

eyseancim, ha haa evet bir ajdar eksikti, düşünsene serayla birlikte peşimden koşturduklarını, ama neden seray? ben bu noktaya takıkım.

pelcim, selamlar, valla ağzına sağlık mı diyeyim? süper tabir etmişsin rüyamı (yoksa kabus mu demeliydim?) valla harika bir yorum olmuş bu. verdiğin yoruma inanmak istiyorum, umarım canım. çok teşekkürler bu yorumun için.

KUGUU dedi ki...

Bugun senin mailini okluduktan sonra gazetede yarimsayfa bir digiturk ilani vardi ve bir suru unlu ile cekilmis bu resimde kirmizi elbiseli seray bana seni hatirlatti-kabuslarindan firlamis gibiydi ayni kostumle, gordun mu reklami?:)

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

hayırlar olsun toplu iğne..

biraz da açık kalmışın..

ece dedi ki...

:)))))
ne diyeyim anacım valla senin biryerlerin açık kalmış gece hemde fazlasıyla,
hayırlara çıkarsın inşallah :)))

Adsız dedi ki...

Önce merhaba sonra HAYIR OLSUN. Bu ay ki digitürk dergisinin kapağını görmüş olabilir misin? Çünkü oradaki fotorafta rüyaya girecek kadar gudubet bakıyor insana.

ERDIL dedi ki...

U bahn havalandirmasi da ucusan kirmizi elbise;Pisio' nun yeni verzionu.Eis da ki gece elbisesinin altindaki spor ayakkabilar.Asansör ve sularin aktigi merdivenler.Her halde igne kardes 60 sindaki amcanin hatirlamasini istemiyeceksin degilmi.Dizi'nin adi ne? Nemli Rüyalar.Benden bol yildiz.
Saygilarla.

Adsız dedi ki...

Ay o seray kadini oldugu icin kabus bu diyorum ben..Ama isin icinde su var, guzel birsey su, bol bereketli, kismetli, kismet bereket seni kovaliyo Ignecim:) Yalniz nasil da net hatirliyosun ruyani, harika bisey, ben hep unutuyorum, zaten unutmasam da anlatilmayacak kadar mantik disi oluyo ruyalarim..

Toplu İğne dedi ki...

kuğucum, ciddi misin? ben erecem o halde; çünkü serayın digiturkteki ilanını görmedim; kırmızı elbisesini unutmak ne mümkün? bırrr şimdi ile tüylerim ürperdi

yalnızlar kraliçesi :)) evet o akşam çok sıcaktı, uyandığımda yorganı atmıştım, açık kalmış doğal olarak :))

eceim, kesin açık kalmış, hayırlara çıkarsın valla, gerçi daha bir hayrını göremedim ama...

adacım, selamlar, hoş geldin. vallahi kuğu da söylemiş ya ama ben göremedim digiturk ilanını. görmeden bu kadar rüyama girmiş bu kadın. bir de görseydim neler olacaktı kimbilir?

sevgili dost; yahu U bahn de ne? pisio ne ki yeni versiyonu olsun? eis da ne? vallahi almanca sözlük lazım anlamam için. amaan boşverin, ben toplu iğnenin auk ve de sabuk rüyaları diyip geçeyim konuyu.:)))

elma şekerim; inşallah arkadaşım, inşallah beni kısmetler kovalıyordur (gerçi kovalamalarına gerek yok- ben burdayım ve kısmetleri bekliyorum diy mi ama?) genelde ben de unuturum ama demek ki seray faktörü unutturmadı :))