Cuma, Ağustos 31, 2007

ININI NI NIIINNNNNN

Evet uzun süredir sessizliğimin farkındayım, farkındasınız, farkındalar... Tatil mi? Yok canım tatili kim bulmuş da bahtsız iğne hanım bulsunlar? Tatil matil hak getire! Zavallı ben seneye bu döneme kadar gene tatil yapamıyacağım kahretsin!
SEBEPPP? (gaffur gibi okuyun lütfen)

Yıllardır 2 işte çalışan ben, bu sene büyük bir karara vararak her ikisinden de ayrılarak hem tek işe indirgedim olayı hem de iki işimi de bıraktım. 3 eylülde yeni iş yerimde yeni bir hayata başlıyorum. Son iki hafta yeni iş yerinin istediği abuk bürokratik evrakları hazırlamakla geçti zamanım. İzmir sıcağında trajikomik olaylar yaşayarak sürttüm kaderime küfrederek. Yaş 33; yolun yarısına gelmiş bir iğne; verem savaş derneğinde akciğer sintografisi çektir, adliyede uzayan sabıka kaydı kuyruklarında dolan, sağlık raporu veren toplum sağlık merkezlerini bulmaya çalış, kimsenin tam olarak bilmediği bu hizmeti veren poliklinikleri sora sora izmir turu attır, bilumum varoşları gör, varoşların birinde yolunu kaybedip izmirin en tepesine çık ve ineme, noter denen kavram karmaşası içinde devletin bir kurumunun veridği nüfus kağıdını yine bir başka devlete ait kuruma yani noter hazretlerine onaylat, saatlerce bekle, adliyede sabıka kaydı diye A bloktan gir, Z bloktan alındığını öğren, Zye gidene kadar ebeni ve tüm sülalesini yaad et, yani var ya....

Halloldu herşey nihayet. Olan benim güzelim yaz tatili hayallerime oldu. Şuan çalıştığım yerdeki patronum izin vermedi 3 haftalık iznim olduğu halde, bugün işteki son günüm. yarın evde temizlik var, bok dinlenirim ben! Bir pazarım kalıyor geriye. Ona da bişey çıkar görürsünüz...

Neyseee, yar.doç. toplu iğne ellerinizden öper canlarım... Bugüne bugün blog camiasında gözünü çatlak profesörlüğe dikmiş bir arkadaşınız var. Ama artık en çok şuna seviniyorum. akşamları işten erken çıkacağım, bütün resmi tatillerde ben de izin yapacağım, işim evime acaip yakın, 10 dakikada evimde olacağım, evime, eşime daha çok özen gösterebileceğim (evimi bok götürüyor zira), şu hazırlamakta olduğum bilimsel kitaba (roman değil maleseff) daha çok eğilebileceğim...

Durum bu mudur? evet şimdilik budur
öperim

Perşembe, Ağustos 16, 2007

KUŞ KRİZİ

Ben var ya hiç anlamıyorum neden bula bula beni buluyor bu sevimsiz yaratıklar? Anlayın işte bir gıdım sevmiyorum sizi. Kor-ku-yo-rum üstelik.

Akşam işten çıktım eve geldim. Açtım salonun sürgülü balkon kapısını, çektim perdeyi üstüne, kuş-muş-haşerat girmesin diye (kalleş koca sana aylardır tel alıp taktıralım diyorum değil mi?)
Girdim mutfağa yemek yapmak için. Açtım müziği, çıkardım dolmalık fıstıkları, üzümü, dolma yapacağım.. bu arada çamaşırları da atayım makinaya dedim ve attım. Gel keyfim gel. Bir telefon konuşması anneyle-babayla, sonra bir arkadaşım aradı onla da lafladıktan sonra koca geldi. Onla da laflaştık, koca devirdi küfeyi salona açtı tv’yi haberlere bakarken, çamaşırlar bitti gidip asayım dedim. Zor geldi balkona asmak, hani şu herkesin evinde olan ayaklı çamaşır asacakları vardır ya, açtım onu odanın içine. Sonra aklıma geldi yatak odasından almam gereken askılar vardı, içeri girmemle çığlığı basmam bir oldu.

“hiaaaayaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa” “imdddaaaaaaaaaaaattttttttttttttttttttt”
Koştura koştura iki elim yana açılmış salona uçtum. Evet uçtum aynen bu fiil özetleyebilir benim halimi. Kocam gene ne var der gibi “iğne ne oldu hayırdır?” “kalllkkk, kalllllkkkkk çabuk”, “yahu ne oldu? Ne bağırıyorsun avaz avaz?”, “kkkkk”, “kuuuuuukuuuukuuu”, “neeee diyosun?”, “kuuuşşş”, “ne kuşu?”, “kuukuukuuuşşş varrr, çaaçaabukkk kaallkkkk, giiitttt, giiiittt” “ya ne kuşu iğne ya?” “ebabil kukukuşuuuu, yahu ne bilim cinsini, kuukuuş var”, “nerde?”, “yatak odasına girmiş şerefsiz”. Bu arada hışımla salonun ara kapısın kapattım ki kuş olurda uçmasın tepeme.. ya inanır mısınız, yatak odasına girdiğimde odada deli gibi uçan bir kuş vardı, pıır pııırrr kanat seslerini duyduğum anda ben bitmiştim zaten! Ordan nasıl naralar atarak kaçtığımı hatırlamıyorum bile, üstelik panikten odanın kapısını kapatıp kuşu hapsedemedim de, kimbilir nereye girdi şerefsiz! Kocayı ikna edip yatak odasına gönderdim. Halimi görseniz çatlardınız, yıkanmış çamaşırlar kuşa görünce, havaya doğru rum tavernasındaki peçeteler gibi atılmış hepsi yerlerde sürünmekte, dolma pişmesine rağmen mutfağa girilemediği için muhtemelen lapa olmuş, düdüklüde pişmeye yüz tutan favadan gelen ses mutfağı ha patlattı patlatacak ve ben? Ya ben, salonda oturmuş, tüm kapı ve pencereleri kapatmış, tv sesini kısmış, kuş avına gönderdiğim kocayı can kulağıyla dinliyorum. Hah şimdi buldu, patlattı bi tane, attı dışarı endişesiyle

Kapı açıldı, koca geldi içeri, evet haklıymışsın kuş var odamızda dedi.. eeee ne yaptın, kovdun mu şerefsizi, gönderdin mi onu ait olduğu yere, mesken mahale tecavüz bu, .ittirsin gitsin evine, bi daha bu evin 100 mt yakınından geçmeyeceksin diye uyardın mı dedim. Yok dedi, ben tırsarım kuşun öyle üstüme üstüme gelmesinden, kapattım oda kapısını içerde duruyor, pencereyi açsaydın dedim, yok ya giremedim içeri ki, nasıl açayım ya yüzüme pike yaparsa, korktum dedi.

İşte o an benim bittiğim andır. Yatak odamda bir kuş var ne ben ne de 1,87’lik ve 100 kg.luk cüssesiyle kocam kuşun işini bitiremedik. Ee napcaz şimdi dedim. Bu arada koordinat söylüyorum. İkimizde salon kapısı kapalı, salonda oturmuş birbirimize bakıyoruz. ben bitik durumdayım, düdüklü tencereden gelen sesler de pek hayra alamet değil! Dolmalar da ya yandı ya da lapa oldu! Sıçtım! Misafir de gelecek yarına, bu yemekler de olmazsa ne yapacağım?

Hayır geçtim onu, ben o odaya bi daha giremem ki. Biizm tüy siklet kapıcı ufuğu aradık. Kocam kuş var da diyemedi, ufuk bi zahmet gelebilir misin dedi. Bir işim var senle dedi. Yahu dedim desene adama a-c-i-l gel diye, koş diye. Ya nasıl diyim dedi. Neyse ufuk gelene kadar 1 saat geçti. Hayır işin komiği salondan dışarı da çıkamıyorum, mutfağa gidicem yemek hazırlıycam, düdüklü, bomba etkisi yapacak ne kuş kalacak sonra ortada ne de ben! Koca da meğer benden tırsaki! Yani bunu da gördüm ya elimde çok büyük koz var çooook!
Aaa ben geçen ay da eve kertenkele girmişti anlatmamıştım size değil mi? Kocam kertenkeleyi görünce benim kuş narama benzeyen bir ses çıkartıp ismimi bağırıp koltuğun tepesine çıkmıştı. Allahtan ben böcük sülalesinden ve sürüngenlerden hiç korkmadığım için hayvanı önce kuyruksuz bırakıp (böyle çataaannk diye bir gazete darbesiyle) sonra da leşini sermiştim. Yani diyeceğim orda ilk kocam mı ben mi daha korkağız konusunu kendi kendime irdelemiştim.

Neyse uzatmıyim; ufuk (the kapıcı!) geldi , koca açtı kapıyı ben hala aralık salon kapısından bakıyorum ufuğa doğru. Kocam dedi ki ufuk gel hemen gir içeri bizim odaya, adam da lan ne oluyoruz bunlar manyak mı beni odaya alıyorlar falan demiş olabilir tabi. Kocam nihayet ağzından baklayı çıkardı ufuk kuş var odada sen kuş tutabilir misin? Ufuk bir kocaya baktı bi bana, “tuuuu sizin kalıbınıza, adam olmuşunuz ama küçük 1 kuşu tutamıyonuz Allahın salakları” der gibi bakıp “tutarım tabi abi ne demek, kuş bu yahu” diyerek iyice gıcık etti beni. Sonra kocam ufuktan aldığı cesaretle ikisi beraber yatak odasına gittiler. Ben bu esnada mutfaktaki patlamak üzere olan düdüklüyü ve lapa olan dolmanın altını kapattım ve yine hücreme geri döndüm. Sonra muhteşem kuş avcıları odadan çıktılar. Yok kuş dediler. Evet kuş yok! Peneceleri ve kapısı kapalı odada hapsedilen kuş adi’si kaybolmuş, heryere bakmışlar ama kuşu bulamamışlar. O gece kocamı en az 5 kez falan içerdeki odalara gönderdim kuşu bulsun diye, bütün pencereleri açtırdım belki şerefsiz çıkar gider kendi evine diye. Gece saatin 2’si oldu ben halen tırstığımdan salonda oturuyorum içeri giremiyorum. Uyumuşum koltukta. Kalktım bir ara, tırsa tırsa yatak odasına gittim. Bu arada da sessiz sessiz kuşa sesleniyorum. “kuuş, şişşş, kuuş, nerdesin? Ağzına sı.ayım senin kuşşş, mahvettin tüm gecemi, şişşşt kuuş, nerdesin”

Not: Bugün kuşun bulunamayışının 3. günü. Her yere baktık yok! Biri de ölmüştür o evde bi yerden çıkar dedi ya, iyice psikopat oldum. Cumartesi temizlik var, sanırım cumartesi bir yerden çıkar. Eğer çıkmazsa s.ttir oldu gitti demektir. Ama ben hala tetikteyim. Sayesinde bu sıcakta hiçbir pencereyi açamıyorum ve klimayla sabah –akşam- akşamdan sabaha kadar oturduğumdan - uyuduğumdan mütevellid astım olacağım.