Pazartesi, Mart 31, 2008

Bugün de yarışmalara taktım.

Bunu yazmak aklıma gelmemişti ta ki Aslı'cığımın blogunu bu sabah okuyuncaya dek. Ne de güzel yazmış geçen günkü ülkemizin biricik iftiharı güzellik yarışmasını. Ben Paris'i yazacak değilim. Benim tüm ülkemizin yarışmalarında gıcık olduğum bir iki konu var; onları yazacağım sizlere:

1. Yabancı Dil Konusu

Bu ülkede o kadar tercüman, iyi yabancı dil bilen bir sürü insan dururken; nedense yabancı dil konusunda canlı yayında sunuculuk yapabilen (yapabildiğini sanan) bir iki medya tiplemesi vardır. Lakin bu tiplerin ingilizcesi; sadece yurtdışına alışveriş yapmaya gittiklerinde kullanmalarından dolayı; "how much, coffee please, two sugar, welcome, bye, thank you, here is my passaport" ötesine geçmeyen bir ingilizce müsfeddesidir ki; bunlara canlı yayın sunuculuğunu teklif eden kanal dingillerinin de ingilizceleri daha beter olduğu için; bunların "yes this is a book" seviyesinde ingilizceleri, kanal patronlarına "edgar alan poe" şiirleri kadar edebi ve engin gelir. Oysa ki kadın sadece ortaokul birinci sınıf öğrencisi kapasitesindedir. İşin ev - seyirci bacağından bakacak olursak; evde oturan ortalama bir baba da "peeeh, bak garı ne güzel inkilisçe konuşuyor, sen daha misafirlere inkilisçe hoşgildiniz, çay-gayfe ney alırdınıgzz" bile diyemiyon, boşuna okuyon sen zaten b.k kafa, anangile çektiynn beyinzis" diye güzel Türkçesini konuşturur. O sınırlı - sorunlu beyniyle medyanın ona verdiğini sorgulamaksızın kabul etmektedir çünkü.

Hayır benim anlamadığım mehmet ali erbil, pınar altuuğ; bazen de meltem cumbul - korhan abay dışında bu ülkenin ingilizce konuşan sunucuları yokmudur? Ya da şöyle sorayım, yabancı dilede sunuş yapacak olan insan illa ki ünlü bir medya tiplemesi olmak zorunda mıdır? Bi de eurovizyonda hangi akla hizmetse, Türkiye'dn Ankara'dan "iyi akşamlar" diyen zevzek bir kız. Asıl o bizi dünyaya rezil ediyor. Avrupaya Türk imajı için Türkiye'yi en iyi temsil ettiği düşünen o kızı seçiyro TRT. Neden TRT var bu arada onu da anlamak mümkün değil. TRT dinazorları seçerler şarkıları da sunucuları da. Arkada anıtkabir dekoruyla o sarışın ebleh kız çıkar ingilizcesini konuşturur. "Good evening Ukraine; How are you Bob? (diğer sunucu kadına yokmuş gibi davranmaktadır bizimki). First of all I'd like tell that you're very handsome tonight" (bizim ankaralı bacı ukraynalı sunucuya sarkar arkadaşlar; ukraynalı kadın sunucuya ise yokmuş gibi davranır), yanlız dediği lafın anlamı daha da berbattır. Sanki herifi her gece izlemektedir, hiçbir canlı yayınını kaçırmamaktadır). "bu akşam çok yakışıklısın". bunu söyleyebilmek için dün akşamı, ondan önceki akşamı da biliyor olman gerekir güzelim; nabeeerr?" Bir de bu şabalak kız Türkiye adına kimlerin puanladığı meçhul puanları da ekranda flört etmeye çalıştığı adama okumaktadır. "from İç Anadolu Region..." Allah seni kahretmesin; böyle mi denir bu? Vaya moni, zero pua! Otur yerine; git TRT'nin açık öğretim kanalına kımıl zararlılarını anlat sen.

2. Yarışmacıların güzelliği (!), kabiliyetleri

Eskiden yarışmalara daha güzel kızlar mı katılıyordu ne, şimdinin güzellerinin tercihi değişmiş olacak ki; tüm sıradanlığın altındaki kızlar güzellik yarışmalarını süslerken; gerçek güzeller ya okuyor, ya da para kazanmak için illa ki manken olmaya gerek olmadığı gerçeğini çözmüşler, normal çalışma hayatına atılmışlar şimdiden. Ben gün geçtikçe güzellik yarışmalarında bu kadar kaknem, fırıncı küreği ağızlı, bu kadar koca dişli ve şehla kız görmedim arkadaşlar. Bir sürü kazulet; boylar deve maşallah, palet gibi ayakları ile sahnede dev'leşiyorlar (!). Nerden buldunuz bunları, bunlar güzelse, benim hergün izmirde gördüğüm kızlar nerde? Neden katılmıyorsunuz? Bu katılan kızlar hangi akla hizmet katılıyorlar peki? Bakın dikkat edin, son 6-7 yıldır bu seçilen güzellik kızları hangi ülkede hangi büyük ödülü kapabilmişler? Ya avakado güzeli, ya aloe vera güzeli, ya mısır püskülü güzeli gibi dandik ödül almış olabilirler. Ancak ben eski güzelleri tek geçerim. Endam, duruş , yüz, daha güzellerdi. Şimdikiler harbiden ancak ve de ancak karpuz güzeli..

Şarkı yarışmalarında da gittikçe acınacak hale düştük. Hatırlatırım size; Athena'dan sonra TRT, halkın SMS oylarıyla seçtirtmeyi bıraktı ve "Rimiley" adındaki mikindirik şarkıyı kendi seçti ve kepaze olduk. Harika 1 iş başarmış gibi ondan sonraki şarkıları da TRT kendisi seçmeye devam etti. Bırak biz seçelim yahu. Siz ne anlarsınız güzel şarkıdan?

Haa bi de şunu anlayamıyorum; bu şarkıcıların normal şarkıları o kadar güzelken, eurovizyon için ürettiklerinde neden kabız oluyorlar? Açıkçası hiçbirinin hazırladıkları şarkılar bi b.ka benzemiyordu. Dua etsinler yine de gurbetçilere. Oysa para kazandıkları albüm şarkıları ne kadar da güzeldi. Sen koskoca Mor ve ötesi grubu ol; saçma sapan Deli adlı şarkıyı layık gör ülkemize. Bir derdim var isimli şarkılarıyla vurulmuştum ben onlara. Bu deli şarkısı deli etti beni. Gene gurbetçiler verecekler oyları, napsın insanlar hiç değilse vatana kıyak geçmek lazım diye düşünmektedirler; "germany, eight pua", "Belgium, eleven pua".... Onlar da deli'den bi b.k anlarlarsa tabi.

3. Ve jüriler...

Sponsor olursan yani para verirsen seni jüri yaparız. Demek ki paran varsa güzelden anlarsın. Gazetelerde sübyanlarla takılırsan, onlarla yer içer, köşende hatunları yazarsan güzelden anlarsın...
Porno kasedin varsa, cümle alem senin kukunu en detayından görmüşse, güzelden anlarsın.
Baban medya patronuysa, sen ister ibişin teki ol, hiç farketmez, pahallı bir chanel tuvalet üstüne giydirirler, bi bakarsın ki sen de güzelden anlamışsın.
Teneşir paklayacak bir yaştaysan, ancak libidonun hala en yüksek seviyede olduğunu kamuoyuna sürekli duyurma eylemindeysen; emin ol güzelden anlarsın
başka eklememi istediğin var mıydı?..


Pazartesi, Mart 24, 2008

Çok afedersiniz, dayanamıyorum artık.

Burada yazılarımı okuyanlar bilir; genelde apolitik olmaya özen gösteren biriyim; laik bir insan olduğum için, politik ve dini görüşümün içimde, benim ve benim aramda kalması gerektiğini düşünüyorum.

ANCAAAKK; geçen gün internette okuduğum bir güzel söz; kendisini sizinle paylaşmamı gerektirdi. Tek bir cümleyi gün gelecek bu kadar ama bu kadar çok seveceğim aklıma gelmezdi. BİRİ BENİ DURDURSUN YAHU... Vallahi böyle biri değildim ben... Ama beni bu hale getirdiler sonunda... İşte o güzel cümle:

"100 YIL GERİYE GİTMEKTENSE 10 YIL GERİYE GİTMEYİ TERCİH EDERİM"....