Sizin de eminim dikkatinizden kaçmamıştır; ne de olsa aynı topraklarda yaşıyor, aynı suyu içiyor, aynı havayı soluyoruz. Zaman zaman bulaşıyor bize de, akıllı olanlar kıyısından köşesinden dönüyor,doğru yolu buluyor ancak yine de yaptığımız akıl almaz ve açıklanamaz gerzeklikler kendi aramızda “adamın biri…” diye başlayan ve sonra “ahhaa haaaa” diye gülme efektleriyle devam eden hikayelere konu oluyor. Ben de üşenmedim, bugüne kadar gözümden kaçmayan biz çılgın Türklere özgü gerzeklikleri ile igili bir iki saptama ve genelleme yaptım. Belki aklıma gelip de yazamadığım noktalar vardır; artık onları da siz tamamlarsınız. Devamı diğer yazıda, önce bunu bir okuyun; blogum uzun yazmama gıcık çünkü; ancak bölerek yayınlıyorum
Türk halkının düğün halleri:
Pasta kesilir; gelinle damadın birbirlerine pasta yedirmek gibi kollarını birbirlerinin kafasından boynundan dolandırıp yedirmeleri gibi bir şart oluşmuştur. Herkes kendine düşen pasta parçasını kendisi neden yiyemez bunu anlayabilmiş değilim. Bir de şampanya niyetine köpek öldüren koyarlar gelinle damadın kadehlerine ki, o içki dolu kadehleri mal gibi herkesin içinde durarak fondip yapabilen gelinle damadı henüz görmemişimdir. O kadehleri de aynı pasta gibi birbirlerine içirmek için gelin ve damat epey efor sarfederler. Kendi kadehlerinden kendilerinin içmesine nedense pek sıcak bakılmaz düğünlerde.
Düğünlerde de anlamsızca halay ekibi oluşturulur. Bu ekipte boy sırası aranmayacağı için tanımadığınız insanlarla el ele tutuşarak ve muhtemelen terden iğrenç kokan bir adamın terli ve nemli parmaklarına parmaklarınızı geçirerek ayaklarınızla yan yan uzun adımlar atmaya başlarsınız. Büyük ihtimalle yanınızda da küçük bir çocuk sizin parmaklarınıza yapışarak halay çemberine katılır ve boy farkının yarattığı ikilemle salak salak “çemberimde gül oya” olursunuz. Bu halay uzun bir müddet devam eder zaten; öyle büyür ki, kendinizi bir anda düğün salonunun kapısından dışarı doğru yan yan uzun adımlar atarak çıkarken bulursunuz, enginlere sığmaz taşarsınız çünkü. En nihayet birinin aklına yorulduğu gelir ve ilk terk ediş sinyalini çakar; kan ter içinde siz de ayrılanlar kervanına katılmak ister fakat son dakika da halaya katılmak isteyen bir başka salağın devreye girip parmaklarınızı kapmasıyla, zurnacının nefesinin insafa gelmesini beklersiniz.
Yine düğünlerde küçük kız çocuklarına gelinliğe benzeyen kabarık tuvaletler giydirilir, saçına gelin topuzu ve yanlarda sarkan lüleler yapılır. Yüzünde de çocuk pornosuna yakışır ağır makyaj yapar anaları. Hayır benim anlamadığım gelin sen değilsin ki? Kim bakacak sana? Sen alt tarafı cüce gibi ortalıkta dolaşan ebleh bir çocuksun. Geline bakıp dedikodusunu yapmak varken sana kim bakacak? Hem senin beğenilme yaşın gelmedi daha; olsa olsa pedofili’ler bakar sana! Onu da Allah korusun, hayatta karşına çıksın istemem. Annelere de gıcık oluyorum ben.. Nedir o kız çocuğunun hali? Küçük gelin olmasa çocuk bunalıma mı girer? Hele o küçük çocuğun yüzünü gözünü muhabbet kuşu gibi rengarenk boyamazlar mı? Ben duvak takanı da görmüştüm; iyi gerdeğe de sokun bari; töbe töbe!
11 yorum:
Bacım benimde bi düğün postu yazasım vardı.Geçen sene İstanbulun göbeğinde bi düğüne gittik.Masamızda tanımadığım iki üç bağyan vardı.Böyle uyuz uyuz süzdüler beni.Bu kadar süzülüşe noluyo len dedim bi ara.Sonra gelinle damadın takı merasimi bitti.Haydaaaa hoppa ve son 20 yıldır çalınan caney caneyden önce romantik dolu dakikalar başladı.Ve beni süüm süzen kızlar ayağa kalktı dedim gelinin yanına gidecekler meğer gelinin konfeksiyondan arkadaşlarıymış.Ve ne yaptılat pistin ortasında kız kıza dans ettiler.Eşimle ben göz göze gelip altımıza gülmekten işememek için zor tuttuk kendimize.O kadar süzmenin altında ben dans edecem tribi varmış.Anacım ya eşimin yanında bu kızlar beni dansa kaldırsaydı.
Şekercim, şekilden şekile girilip o pastayi gelinle damat birbirlerine yedirmeye çalışırken fotoğraf için poz verme olayı vardır birde...Adeta o pasta ve kadeh fotoğraf çektirmek için yenir o anda... O küçük kızların durumuda adeta iç acısıdır dediğin gibi, yürüyen cüce palyaçolara benzerler genelde!!!Analarının özentisi oluverir zavallıcıklar...Eminim Türklerden başka kimsenin düğününde yoktur böyle gereksiz sahneler...Çoook öptüüüm seni...
Bu minik cuceler (kızlı-erkekli) 30 kisilik bir güruh halinde pistin ortasinda serseri mayin gibi sallana sallana bir oraya bir buraya kostururlar, ta ki piyanist santor "cocuklar hadi bakiyim pisti bosaltip annelerinizin yanina" diyene kadar. Hah iste tam da o dakika "gelinin kardesleri", "damadin teyzeleri", "gelinin dayilari" sirayla cagirilir. Ama millet o kadar oynamaya meraklidir ki, bir anda damadin dayilarinin arasinda 15 adet kadar basortulu teyze gorursun misal. Sunu da soylemeden gecemeyecegim:Manisa'da oturan bir akrabamiz anlatmisti, bir dugune gitmis bunlar. Garson sırayla soruyormus="sari mi, siyah mi?" diye. Cola mi Fanta mi demek istiyormus meger.
Gözlemler doğru şekerim de, sen şu fotosunu yayınladıklarına telif hakkı ödedin mi bakim?:P
( Bugün gıcığım, kocadan bana geçti, sigara içmemek bünyesine çok zararlı ve sanırım benim ruh sağlığım açısından sigarayı bırakmaması daha faydalı )
Ya, kardeşim peki şar midur bu düğün olayı? İlla, o ne idüğü belirsiz yağlı pasta ile sarı/kara içeceği içmek şart midur? Ne yaparsan yap sonunda yapılan düğün için mutlaka dedikodu olur. Şu eksik, bu bayat, öbürü çirkin diye. Bas nikahı, al karını/kocanı, git balayına. O parayı kendine harca, kendini eğlendir.Bence düğün çok gereksiz bir olay.
Bir de bazı tipler önce göbek havası oyununa katılmak istemezler ve bazı tipler de onları nedense zorla kaldırmak ister İşte bu noktada o insanlar ikiye ayrılır: Bir kısmı zorlamalara güçlükle karşı gelmeyi başarır çünkü cidden dans etmek istemezler, oraya neden ve nasıl gelmişlerdir kendileri bile bilmez (benim gibi), bir kısmı da biraz nazdan sonra dansa kalkar, ilk başta sadece dans edenlere bakıp el çırpar, birazdan hafiften el şıklatarak oynar, sonra havaya girer ve bir de bakarsınız o pistin en döktüren kişisi o olmuş, pistten inmez (haa bir de ilk gruptakilerden zorla kaldırılıp sadece isteksiz el çırpmak zorunda kalan ama iki dakika sonra pistten hatta ortamdan kaçanlar vardır...(bir kez başıma geldi de!)
Benim düğünüm olmadı amaaaa yer cücelerinin gelen çiçekleri yolunuk tavuğa çevirmesine, çekiştirerek zorla göbek attırılmaya çalışılmasına, küçücük çocukları dede efendi gibi giydirmelerine, çiçekteki gelin telini koparmaya çalışmalarına, tanımadığın insanlarla bin tane foto çektirisin, hiçbiri almaz o resimleri, düğün başladığında piyanist şantörün "nikah masasına beni çağır sevgilim" çalmasına, ne biliyim işte kısaca "düğün salonu" düğünlerine illet olurum.Hatta Ankarada bir dğüne gittik, inanmıcaksın ama, 2 saat oturduk, kola bile vermediler, dilimiz damağımız kurudu tuzluk gibi oturduk, baktık millet masada çekirdek filan çitliyo, bazı masalarda lt lik fanta filan var, zsorduk da salonun dibinde büfe varmış, ne istersek alabilirmişiz, çüşşş diyebildim.
gazelcim; anaaa kız seni 2 dakka da düğünde götürceklermiş desene! ha haa haaaa. sen dua et de kocacın yanındaymış. puaaa.. kız kıza dans ha?
eyseaannnnim; al ben de o kadar. ben de hiç sevmedim; inan bana kendi düğünümü bile sevmedim. resmen işkence oluyor, hele o kabarık ve ağır gelinlikler içindeki zavallı geline..
bencem; minik annecim; defnenin anneciği; ya nedir o illa ki bribirine pasta yedireceksin. illa ki birbirine içki içireceksin de 1 allahın kulu çıkmaz ve NEDEN diye sormaz!!!
gayriyee, valla gözümde canlandı hemen ne güzel anlatmışsın; sarı ve siyah olayına taptım yanlız. bi de onları kasa içinde dank diye masalara vura vura koyarlardı, içlerinde de havada asılı gibi duran pipetlerle...
asli, ne telifi kız? google'dan fotolar beleş zaten; interneyşınıl beleş hem de. ordan şeyettiydim :))
(kocayı salla, zzten ben cvp yazana kadar geçmiştir gıcığın. haha haaa)
cenebazım;
he valla bence de şart mıdır? aynen o iiğrenç ötesi pastalar; krema topu, ne lezzet var ne de meyve!
renklercim:sy biliyo musun, ben de çok ama çok nazlanarak çıkarım ortaya. genelde iki elimle pıt pıt alkış tutar oluşturulan bir çemberde mal gibi dururum. halaylarda da genelde kurban yapmaya çalışılırım :)))
tontontombocuğum; hoşgeldin. küçücük çocuklarının büyümüş de küşülmüşler gşbş giydirilmelerinden ben de nefret ediyorum. Hele koşturmuyorlaar mı deli danalar gibi! şeytan diyor ki çelme çak; düşsün (valla şeytan da dğeilim ama neden çelme çakma isteyim var bilemedim yani :))) )
evet öyle beleşçi düğünler de var. Misafire su bile yok! Altınları kapmayı biliyorlar ama :)
Yazi dizisi bir yazmistiniz ikincisi bu konuda mi gelicek yoksa baska bir konuyami gececeksiniz.
Saygilar.
Yorum Gönder