Çarşamba, Haziran 27, 2007

Kill Ayşe Vol.2


The Bride yani ben, O-Ren Ishii denen manyak temizlikçi Ayşe, telefonu çaat diye suratına kapatınca afallamıştır. Elindeki hattori hanzo kılıcı dahi olsa, bir temizlikçi tarafından suratına telefonun kapanmasını yedirememiş olayı tamamen TEK’e bağlamıştır. Saftorik Bride (T.İ) herhalde elektrikler kesildi, ayşenin telsiz telefonu olduğu için hat da kesildi diye gerizekalı polyanna gibi düşünmektedir. Yaklaşık 10 kez aynı numarayı redial tuşuna basarak çevirmekte ve O-Ren Ishii ayşesi telefonu açmamaktadır. İnsana şöyle ağzına layık bir düello da yaptırtmamaktadır bu yüzüne tükürülesi. Eğer telefonu açsa, T.İ, Kill Bill Vol.1’in final sahnesini pek güzel oynayacaktı ama kursağında bırakmıştı pis kadın…

Anında annesini arayan T.İ, durumun vahametini anlatarak annesinden ayşeyi başka bir numaradan aramasını rica eder… aradan 10 dakka geçer. Telefon çalar, arayan T.İ.nin annesidir. The Bride’in annesi sinirden zangır zangır titremektedir. O-Ren midir ren geyiği midir her neyse Ayşe kadın fasülyesi T.İ.nin annesine telefonu açmış, “ben telefonu kapatmadım, kocam da teli açmış olamaz, daha eve gelmedi, senin kızın yalan söylüyor, ya da yanlış no çevirmiştir, hem ben kızına bir daha gelmeyecem, beni ne profösörler istiyor hem de 70 ytl veriyorlar, o yüzden gitmiycem ona “demiş. The bride’ın anası da kibar kadın… Sadece “ayşe hanım yazık yazık, kızım neden yalan söylesin akşam akşam senin zaten görevin arayıp haber vermek. Ben gelemeyeceğim bundan sonra, kendinize başkasını bulun demek yeterliydi, ayıp bu senin yaptığın. Kaç haftadır kızımın gününde haber bile vermeden gelmiyorsun, kızım peşinde seni arayıp duruyor, 6 yıldır geliyorsun bize. İş yapmanın da bir adabı vardır, gelmeyeceksen ararsın haber verirsin, istersen 100 ytlye git, o kadar salak varsa sana o parayı verecek, bize pahalı gelirsin, ama 1 kahvenin kırk yıl hatırı vardır, bu davranışı sana hiç yakıştıramadım” demekle yetinmiş. O-Ren Ishii o.su; T.İ.nin annesine “sana da gelmiycem, senin annene de gelmiycem artık beni kimler kimler istiyor, bundan böyle 70 verene gidicem” demiş…

T.İ ve anası telde birbirleriyle ağlaşıp kendilerine yapılan bu cahil cühela temizlikçinin davranışlarını hazmedememiştir.

Film biterken ekranda kahramanların gelecekteki durumu yazılır ya ekrana.. İşte Vol.2 den sonra aşağıda filmdeki kahramanların başlarına gelen durumları okuyabilirsiniz…
  • The Bride’ın evi Ayşe’den bu yana 3 hafta b.k götürmüştür.
  • Ama Kill Ayşe Vol.2 bitti. Yaşasın yeni kadın Nilgün!
  • Yeni kadın Nilgün şimdilik tahtaya vurun bir densizlik ya da bir hadsizliği olmamıştır
  • Ve 50 ytl ye gül gibi gelebilmektedir.
  • O-Ren Ishii, sadece T.İ’yi, annesini ve anneannesini kaybederek 3 müşteriden olmuştur
  • T.İ.nin evi çöp ev olmaktan kurtulmuştur.
  • O-Ren Ishii Ayşe hattori hanzo kılıcının sadece Hanzo’su olarak T.İ.nin mazisinde yer almıştır.
  • T.İ.nin annesi ve anneannesi de artık Nilgün’le çalışmaya başlamıştır.
  • 100 yetele vereni bulunca 70 yetele verenleri de bırakan Ayşe'nin şuan otobanda açık arttırmayla kamyoncularla pişpirik oynadığı görülmüştür.

Pazartesi, Haziran 18, 2007

KILL BILL VOL.1

Şimdi bir temizlikçi düşünün. İsmi ayşe. Sanırım 6 sene oldu bize gelmeye başlayalı. Hani önce annene gelmeye başlar, seversin alışırsın, o da sana alışır. Sonra anneannen kusur kalmaz, o da alır ayşeyi. O da beğenir temizliğini.hele hele temizliklikçilerin korkulu rüyası eski toprak anneanne sultan da ayşeyi beğendiyse iş tamamdır. Artık ayşe evimizin kızıdır. İğne evlenmeden önce anne ve anneanne ayşeyi çekerler bir kenara. Bak ayşe, bu iğne azcık tembeldir, biliyosun zaten odasını hep sen toplardın, k.ıçını yaymayı çık sever, bak zaten garibimin işleri da çok yoğun, bi de kocası olcak artık, o kendi k.çını toparlayamıyor evini nasıl toparlayacak? Sen onun ablasısın ayşe, artık onu hiç bırakma olur mu Ayşecim? Bak günün yok dersen bize az gel ama iğneye her hafta git olur mu Ayşecim? Merak etmeyin, ben bırakmam hiç iğne kızımı…

Time goes by….

Kocacım, ben dayanamıyorum artık bekle bekle geç kaldım zaten, sen bekler misin evde ayşeyi, bak benim çıkmam lazım.. iyi bari bekleriz ayşe hanfendiyi.

Alooov, kocacım? ayşe ? gelmedi iğne, ben de bekledim ama çıkmam gerekiyordu. Artık gelirse de geri döner, bu saatten sonra da başkasına gidemez (optimist kocam benim)

Aloov ayşe abla? Efendim iğne, e neden gelmedin sen bugün? Unuttum ben sana gelceğimi iğne, o yüzden bilmemne hanıma gittim ben… ama ayşe abla nasıl unutulur ya? Sen her hafta bana geliyorsun, başkasına söz verdiysen bana haber versen ne olurdu? Unuttum diyom işte sana. Haftaya gelirim… (çaat telefon sesi- ayşe karısı kapatmıştır telefonu T.İ.nin yüzüne)

Koca: o vileda ne elinde? Yerleri silicem, b.k götürüyo evi, rica etsem ütü masasını da getirir misin salona? Napacan? Senin gömlekler bana kaldı.. Allahım allahım, bu saatte bana bunu mu layık gördün? Canım elleme, ayşe haftaya yapar, nayır kocaaa, bence o artık hiç gelmeyecek (iğne elinde vodkalı karışık meyve kokteyliyle camdan sitenin ebleh bekçi iti rintintinin çimlerde salakça zıplamasına bakar. Gözleri uzaklara dalar, kocasına “O” artık hiç gelmeyecek der.


1 hafta olmuş, iğnenin kolundaki ütü yanıkları iyileşmeye başlamıştır, fücudunda temizlik yaparken çevresine ve kendine verdiği zararlar ona morluk ve yara-bere olarak dönmüş, iğne dört gözle ayşenin o sabah gelmesini beklemektedir. Ve ayşe yine gelmez. Akşam olur, iğne ayşenin evini arar. Kocası çıkar ayşenin telefona. Aloo, ayşe ablayı alabilir miyim? Bi saniye, ayşeeee? İğne o kadar kızgındır ki ayşeye kulağını telefona dikmiş, ayak seslerini bile duymaya çalışmaktadır.


T.İ’nin beyninde sahne birden yavaşlar. Ayşe holün köşesini manken adımlarla dönmektedir. Fonda kill bill Vol.1’deki Uma ablamla O-Ren Ishii’nin düello sahnesinin müziği çalar- hani karlar üstünde. O-Ren Ishii yani Ayşe, holde yürürken, Uma- yani – Bride- yani ben; elimde hattori hanzo kılıcıyla telefonun diğer hattında bekliyorum "O- Ren"i. Ayak sesleri yaklaşır yaklaşır, bir elin telefonu kaldırıp telefonu aldığını hisseder ve birden çatannnk diye bir ses duyulur. O –Ren or.su telefonu Bride’in yüzüne bir şey demeden kapatmıştır. The bride kılıcını kuşanmış telefonun öbür ucunda salak gibi beklemektedir oysa...
VOL 2.yi bekleyin anacım.


Tarantino İğne

Çarşamba, Haziran 13, 2007

Msn Sohbetleri (yastık sohbetleri anlamında)

Ve Ord. İletişim Prof.’u T.İ’den (bendeniz) “İkili İlişkilerden Üçlü İlişkilere Geçenlere Dair Post-Modern (her ne demekse) İnciler”
(Model: Suskunluk Sarmalı Senfonisi)

Dialog:
Toplu İğne (kısaca T.İ denecek)
SLX sahsiyetli insan (kafaca özürlü olduğundan dolayı kısaca "Ö" denecek)
Yazar şahsiyetin önemli notu: Sonuna kadar sıkılmadan bu diyalogu okuyun. fikirleriniz benim için değerlidir. boşuna bu yazışmayı buraya koymadık herhalde! Sonuna kadar okuyun ve fikirlerinizi paylaşın. Burda çok önemli bir toplumsal yaraya (!) parmak basmış bulunmaktayız çünkü. Haydee okuyun

Ö: tembel teneke
T.İ: ne be?senden geç çıkıyom ben özürlü. geç gelmek de hakkım
Ö:hadi leyn, müdür bozuntusu, sen ne biçim örneksin
T.İ: yeğenini öp benim için
Ö: öperim teyzesi
T.İ:nedir plan? hanımefendinin tohum günü için
Ö: pasta kesilecek, şak şak yapılacak, ne anlar o plandan tarzı yani
T.İ:1 yaş-zaman ne hızlı yahu, abisine de kesin bari 1 pasta, ben acıyom çok ona
Ö: o anca gidip nereyi inceleyim derdinde, abinin mezuniyeti var perşembe akşamı
T.İ: yanlız senin planların bozulcak şimdi
Ö: planım mı var
T.İ:sen, biriyle çıkmaya başlayan en yakın kız arkadaşına her akşam yatır gibi takıldığın için, 2 gece görüşemeyicen şimdi onlarla vah vaaahhh
Ö: hehehe hafta içi görüşmüyom ben onlarla akıllım ama bilemedin yarın gece kız arkadaşıma davetliyim
T.İ: aha bak işte! yatırsın yatııırrr
Ö: iide annesi davet etti, çünkü kız arkadaşım x haftasonları bende kalıyo sevgilisiyle… anneside, ayıp kızım, her haftasonu Ö’de kalınır mı diyip duruyo
T.İ: o da 1 nevi yatır zaten
Ö: ortamı yumuşatmaya çağrıldım, valla bundan sonra nereye giderlerse gitsinler, ha ben burdayımdır gelip kalsınlar, ama onlar kalacak diye de planlarımı değiştiremem
T.İ: onlar zaten sana güvenmesinler zaten
Ö: güvenmesinler, bugüne kadar onları düşündümde ne oldu, onlar yine kendilerini düşündüler, zaten ben akıllanmıcam hiç, senin o salak 1 arkadaşın var ya işte o, o konuda haklı
T.İ: haklısın ama gene bak acaip verici oldun görüyon deilmi
Ö: ya bunu farkında olmadan yapıyorum ve farkedincede çok üzülüyorum
T.İ: ya aslında bu bilinçaltında bir al gülüm ver gülüm olayı. aslında sen memnunsun
Ö: değilim
T.İ: onlar da memnun
Ö: valla değilim
T.İ:başlarda memnunsun, sonra farketmeye başlıyorsun
Ö: ben onların yanında ne arıyorum oldum son zamanlarda
T.İ:evet işte son zamanlarda
Ö: haa onlar bana muhtaçsa onlar benim yanımda olsun
T.İ: başlarda sen de onları onlar da seni 1 şekilde kullanıyorsun aslında. kötü anlamda demiyorum bunu ama… bilinçaltında her 2 taraf karşılıklı olarak birbirinden fayda sağlar. bu iletişimin tanımı zaten. fayda kötü 1 manada deil ve iletişim 2 yönlü karşılıklı 1 süreç. sizin bu süreç 3 yöne çıkıyor
T.İ: doğaldır ki sağlanan faydaların rotası değişmeye başlıyor 4 yöne çıksa bu iletişim. oh ne ala tekrar karşılıklı fayda esasına dayanacak
3 kişilik olay 2 kişinin birbirine faydası ve diğerinin de fayda sağlayabilmek için verici olma özelliğini artırmaya başlaması haline dönüşüyor
T.İ: sonuç: 3. kişi iletişim rotasından kopmamak için vericiliği artırır, kendini yorar ve farkına varır. 1. ve 2.nin olacağı bir başka iletişim boyutuna ya geçecektir ya da okeye 4.bulacaktır ki eski rotaya karşılıklı olarak devam edilsin
T.İ: bu 4. dediğim olay illa ki 1 erkek değil yalnız. 1. ve 2. de illa kadın-erkek olmak zorunda değil. çoğul ilişkilerde eğer tekil sayıysa bir; o kişii her zaman dışarı itilir. bu istemdışı yapılan 1 bilinçaltı eylemidir
T.İ: tekil kişi de itilmemek için (çünkü o da 1 fayda sağlıyordur bu ilişkiden), başlar istihab haddini zorlamaya ve sonra o bağ kırılmaya başlar
T.İ: bağ kırıldıkça kişi kırılmaya, kendini yanlız ve acaip verici hissetmeye başlar
T.İ: suskunluk sarmalı aşaması denir buna ve kapanır

Ö: bunu bloguna yazsana , müthişti
T.İ:ya
Ö: peki 3. tekil kişi kendini bu hissiyattan nasıl kurtarır
T.İ:aslında basit, canlı doğasının temelinde iletişim var
Ö: açalım ltfn
T.İ:3. kişi öncelikle bu sarmalın içinden kurtulmayı hedefleyecek
burdaki ilk sarmal 3lü iletişimi sürdürme çabaları kendisini tam olarak çekeceği / kapatacağı 1 yöntemden bahsetmiyorum iletişim aslında 1 doğru çizgi düşün onun tam ortası
T.İ: onun eksi tarafı suskunluk tarafı, artı tarafı da grift taraf, o yüzden iletişimi elinde bulunduran bireyler için o doğruyu doğru kullanmak gerekir
Ö: yani 3. tekil kişi bu ortada durma olayını iyi dengelemeli
T.İ:evet 3. olan sensin çünkü, diğerlerinden farklısın, onların iletişimini 1 bağ olarak düşün, onların olayı basit. 1 bağ ikisi arasında var, gidip geliyor
T.İ:senin bağın ise 2 tane, bir ona bir diğerine, yani senin işin daha zor ve – ve çişim geldi- break
Ö: peki 3. tekil kişiye önerin ne? ben kafama örnekleme yapılmadan bişe sokamam
T.İ:okeye 4.bul diyom ya sana! bu erkek olmak zorunda değil
Ö: tabi iğneee. 4. olmak isteyen insanlarda kuyruktaydı
T.İ: 3lü iletişim kurmaya kalkarsan ki hele hele bu diğer 2si sevgiliyse sen her zaman kendini 3. tekil şahıs olarak hissedersin. bundan onların suçu da yok aslında. bu olay insanın doğasında var.
bilinçaltından özen ve önem sırasına göre insanlar iletişim değerlerini belirlerler. sen eskiden en samimi kız arkadaşınla aynı değerdeyken… kız arkadaşının 1 sevgilisi olmasıyla iletişim değeri seni katlıyo yani
T.İ: o yüzden bazen sen; benim ne işim var onların yanında derken
bazen onlar ya da onlardan biri de bu kızın yanımızda sürekli ne işi var diyebilir. bunu çözebilmenin en basit yolu senin iletişim değerini onların üzerinden alan 1. 4cü üzerine yoğunlaştırman
T.İ: cumt. gününü örnek al. alışveriş merkezinde yanında onlar olmadan, kocakarılar gibi söylene söylene benle takılman bile, buna 1 örnek! bu karşı tarafa şu mesajı da veriyor aslında: siz benim tek iletişim kurduğum ögeler değilsiniz. bunu dank diye söylemene gerek yok tabi, bu tür davranış özellikleri göstererek; diğerlerine aslında sen 1 mesaj veriyorsun, geliştirdiğin bu yeni davranışla,

T.İ: kör gözüne sokar gibi örnek vermemi istiyorsan: akşam bir yere mi davet ettiler? gitmemek olmaz. git ama al yanına birini ve o gece onların yanında ama onlardan ayrı ol. sinema mı? sana gitme demiyorum, git ama okeye 4. bul da git. onların o kişiyi 4.yü tanımalarına gerek yok. senin tanıman ve rahat etmen önemli burda
T.İ:diğer ikisi zaten birbirine yeter ama sen burda bencil olup kendi istediğini getireceksin ki iletişim kurabilesin. sinemaya gittin, eğlen diğeriyle…
T.İ:yani aslında tekrar teoriye geçersek: kendi iletişim çevreni yaratmak , var olan 1 iletişim çevresini kullanmaktan daha kolaydır
varolana adapte olmak uyum sağlama kabul görme kabulllenme süreci daha zordur
Ö: sanırım ben bunu farkında olmadan yapmaya başladım. cuma akşamı film izlicektik b’yi de çağırdım ve onlara sölemedim
T.İ: kendii çevreni oluşturmaya çalışırken kendini de değiştirdiğini göreceksin zaten
Ö: b ile bana geldiklerinde evde karşılaştılar
T.İ: bak çok güzel yapmışsın, bravo
"Ö: ama bunu bilinçli yapmadım yani senin dediğini
T.İ:senin evinde mi kaldılar gene
Ö: aynen öle
T.İ: şu anda yaptığın en büyük vericilikten birinin evini onları memnun etmek için kullanmış olduğun. doğru mudur
Ö: böle başlamadı, ama olay buna döndü
T.İ:evet ama özürlü; sorun sende, onlar klasik kullanıcı profilini tanımlatıyorlar bana, tipikler; sen de tipik verici. o yüzden teşhis çok kolay, tedavisi de kolay! tedavi yöntemi Özürlüseptin 100mglik sabah akşam
Ö: o ne be
T.İ: tedavisi sensin diyorum
Ö: Allahım, bana değiştiremeyeceğim şeyler için huzur, değiştirebileceklerim için cesaret ve ikisi arasındaki farkı anlamam için akıl ver
T.İ: ee bu lafa bu yakışır
Ö: beyaz gelincik süpermiş akşam ha, kuzen baştan sona anlatıyo
T.İ:ben seyrettim, ama hep mutlu sone gelip bırakıyorlar, ben de ona gıcık oluyorum, dizide yıllardır sürekli aynı-hep sorun hep sorun gerildik. bari işin güzelliğini uzatsalar da azcık mutlu şeyler seyretsek
Ö: ya harbi kıl karısın,
T.İ: hadi naşş

Pazartesi, Haziran 11, 2007

Gayriye’nin akibeti…ve çekilen son resmi


Bir 15 gün bloguma giremedim, Çarşamba pazarına döndürmüşsünüz can’ım blogumu… Yahu ben asskerliğini mucbir sebepten çok istediği halde yapamayan kapı gibi özürlü raporu olan yiğidim aslanım ahmedim burağımdan bahsediyorum; birileri kalkmış bana gayriyeyi soruyor… Yani ne alaka? Ben gayriye hanımın basın sözcüsü müyüm?

Merak edenlere söyliyim; gayriye elimde. Filhakika yaşıyor, hem de maşallah sapasağlam. Yaptığım tüm tacizlere ve işkencelere rağmen ölmedi. Obur gibi de yiyor, rehine olarak aldım, ocağıma incir dikti… starbuckstan mochalı soğuk kahve ister, mc donaldstan bigmac ister, salçalı makarnaya burun kıvırır pesto soslu penne ister, bağlı elleri nasır tutmasın diye bodyshopun kenevirli bakım kremini ister, sıcakta kokmasın diye lady speed stick 24 ve lancome serinletici fücut spreyini ister, rujunu tazelememi ama tazelerken de juicy tube mercan renklisini kullanmamı ister de ister… Soğuk mocha yerine nescafenin 3ün 1ini aldım, içmem dedi, juicy tube yerine ketrin arley mi ney hani 3 yeteleye ruj var, aldım sürdüm, dudakları uçukladı, çenesini çekemedim, gittim juicy'sini buldum aldım...çok yakındır, üstüne para verip almak isteyene kaktırabilirim.
Aşağıda merak eden ve yorum bırakan bir sürü anonime duyurulur (nihat doğan kişisi de dahil)
O kadarrrr!