Güzelim yurdumda hayvanlara abuk sabuk isimler takılır ya ben bu yazımda bu konuya giriyorum arkadaşlar; haberiniz olsun.
Şimdi suya sabuna dokunmayan bu tür konular da nerden çıktı demeyin; elif şafak adına; ab’ye ayıp olmasın diye kanun değiştirmeye çalışacaklar ya bizim vekillerimiz; şimdi bir de T.İ. için de benzeri uğraşlarda olmasınlar diye napiyim; benim de vatandaşlık görevim bu; şimdi dalacağım dokunmaya; sonra bana da dokunacaklar yer misin yemez misin ba’bında; ben de istedim ki büyüklerimin başına dert olmayayım; benim için derin uykularından uyanmasınlar – pardon tatillerinden kalmasınlar; benim yüzümden saatlerce toplantı yapıp başlarını geyik derisinden koltuklara dayayıp uyuklamak zorunda kalmasınlar; gitsin mis gibi yatacıklarında kimbilir hangi eşlerini o akşam seçip “o piti piti” yapsınlar.. İşte ben bunlara sebep olmak istemedim ve hızlıca gelelim şu kuş isimlerine….
Herhalde hemen hemen hepimizin evinde, akrabasında, bir muhabbet kuşu furyası olmuştur değil mi? Ben gıcık olurum normalde bilimum kanatlı hayvanatlara. Korkarım çünkü, tırsarım; artık psikolojik mi deyin, çocukken bir travma geçirmişsin kızım sen mi deyin; ben gerçekten kuşlardan (özellikle de karga, martı, güvercin gibi) kafama doğru pike yapan yaratıklardan acaip korkarım. Fobi olayı! Ama bu korkum sebebiyle kendimi bildim bileli kuş tüyü yastık ve yorganlarda dahi yatamadım; konak meydanında sürekli bankaların dibinden, emniyet müdürlüğünün dibinden yürüdüm; sırf meydanda güvercinlere yem olmayayım (!) diye. Hatta büyük ihtimalle bu kurumların kameralarında da yakalanmış olabilirim; düşünsenize; emniyetteki nöbetçi, amirine :"efendim gene aynı kız, aynı yerden geçti; surat ifadesi de oldukça ürkmüş gibiydi; sağa sola ve havaya bakıyor sürekli; hergün buradan geçiyor; alalım mı içeri?” “elleme kalsın, neymiş derdi? Adam takalım yarın”; ya da bankalarda da benzeri bir görüşme yapılmış olabilir hakkımda : banka güvenlik görevlisi müdüre “müdürüm bu kız hergün bizim bankanın duvarlarına sürünerek geçiyor ve hatta bankamatiğin içine girip uzun bir süre dışarıya aptal aptal bakıp içerde duruyor ne para yatırıyor ne de çekiyor; bankamatik hırsızı olabilir mi?” “hıımmm, genel merkeze gönderelim görüntüleri, belki sabıkası vardır, tanıyabilirler; bunlar örgüt de olabilirler; özellikle emekli aylıklarını çeken yaşlılara musallat oluyorlar; bunlar çete; çete!”
İşte benim kuş fobim bu boyutlardadır. Bir gün başıma kesin bir iş gelecek benim;eminim. Ya yine nerden nereye geldim. Benim bu kadar berbat bir korkum olsun, kötü ve hain kadın B. yani annem de tüm korkuma inat, eve bir adet muhabbet kuşu alsın!!! Kadere bakın ki işten eve gelmişim, kapıyı açtım ve karşımda hayvani bir kafes; ve içinde yan durmuş ve bana dik dik bakan yeşil renkli bir yaratık. Ben çığlığı bastım tabi, kuş da başladı çırpınmaya. Ben bağırıyorum o çırpınıyor ki annem geldi; kızım ne bağırıyorsun avaz avaz? Anne dedim kku kuu kkkkuuuuşşş. Eeee dedi, ne olmuş? Anne sen manyak mısın, yoksa bana gıcık mısın?ben kuştan korkarım ne alıp getirdin bunu eve? Kızım dedi, o kuş değil muhabbet kuşu, sanki eve kartal almışım gibi ne bu heyecan? Baksana daha yavru o; aguuucukk, ooğğ, miniş, yavrum..
Minişşşş? Bu ne yav? Miniş de ne demek? Miniş ne anne dedim? Dedi ne güzel de mi, minicik ya, miniş onun ismi? Dedim sen mi buldun? Evet görür görmez bu ismi taktım kendisine. Tebrik ederim anne; yani süper yaratıcısın; sen Allah bilir bir tane daha alırsın adını cankuş da koyarsın.. aaa dedi koymam dedenler de aldı bugün; onlarınkinin adını cankuş koyduk. Valla bravo dedim; ailecek yaratıcılık had safhada! Aman sen de bi b.k beğenmezsin, ne koycaktık küçücük kuşa herkül mü? dedi :)
Sonra bu ebleh kuşları evlerde besleme furyası tüm Türkiye'yi sardı, tv'lere falan çıkmaya başladı bu mahlukatlar. Genelde “pez.vnk; en büyük Fenerbahçe, gs, gs cimbombom, kapıyı aç, ananı öpeyim tarzı kelimeler öğreterek kuşlarımızın ama özellikle de kendimizin ne kadar zeki olduğunu cümle aleme duyuran bir milletiz biz. “Haydi cankuş bir pez.vnk de oğum, p-e-z-.-venk” kuş ebleh ebleh gözlerini yan devirerek bakar sana kafes arkasından; sen de sahibi olarak kendini bilim adamı, zoolog olarak görürsün, gururla ve hırsla mahlukata “pez.venk” kelimesini ezberletmeye çalışırsın…
Sonra İstanbul’daki dayımlara gittik ki onlar abartmışlar ve bir adet yetmemiş iki tane almışlar; sanırım üreme çiftliği kurmayı planladılar; hani K-9 çiftlikleri var ya; eğitim falan da veriyorlar köpeğinize. Düşünsenize; “kuşumu getirdim çiftliğinize”, “hööö, buyrun iyi etmişsiniz kuşunuzu görebilir miyim?”.. yahu var mı böyle bir muhabbet arkadaşlar? Neyse isimlerini sordum; amacım güzel insanımın doğru düzgün bir isim koyabileceğinden emin olmaktı. “bu çıtır dedi, bu da pıtır!”; derin bir sessizlik oldu tabi ben de. Tekrarladım yengeme; hangisi çıtır, hangisi pıtır? Dedi ki sarı olan çıtır, beyaz-sarı olan pıtır, eh dedim “sen öyle uygun gördüysen, Allah analı babalı büyütsün de yalnız ben buradayken yalvarırım 1-dışarı asla çıkartma, ev içinde dolaşırsa ya o ya ben…2- sabahın kör vakti car car bağırır bunlar, akşamdan karanlık bir yere kapat bunları”
İzmir’e döndük dedemler seyahatteyken kuşu komşuya bırakmışlar,o da pıırrrrr özgürlüğe kavuşmuş, dedem çok üzüldü çünkü ona pez.venk demeyi öğretmişti tam 3 ay boyunca. Şimdi tüm emekleri boşa gitmişti. Gitti çarşıdan yeni bir tane aldı. Ona da aliş ismini verdi, bizdeki de miniş.. ay dedim bunlar ikili olup talk show yapsalar ya; aliş ve miniş diye; gerçi bizimki ben evde sürekli çığlık attığım için hafiften arıza bir tip olmuştu; konuşmuyor sadece car car car diye ötüyordu; ama olsun gene de birbirlerini tamamlarlardı; sonra miniş rahmetli oldu (valla ben bir şey yapmadım, yaklaşamazdım bile korkudan yanına). Annem bu sefer mor renkli aldı; sanki araba alıyorsun anasını satiyim; renk renk; model model. İş yerinde harbi dövülesi, dalga geçilesi bir böcük var… kızamıyorsun da şapşal çünkü. İsmi de pek komik. Anne dedim, bu yeni kuşun adını ben koyucam, hatta buldum da ismini... “eh koy madem; ne koyacaksın, abuk sabuk bir şey koyma ama yazık hayvana?” (sanki kendi koydukları çok anlaşılır da…) Dedim: “Şakir”!
20 yorum:
benim kızkardeş kuşmanyak birisi topluiğnecim. şu ana kadarki kuşlarının adı da fiko, çipil, yaşar, suzibey, lulu, muskat. nası ama :)))
annemlerin bi muhabbet kuşu vardı ismini ben koymuştum"mayhoş",benim kuşun ismide "çimen"di.Şimdi ikiside öldü.Çünkü bu hayvanlar çok uzun yaşamıyor maalesef.
valla amcamlarin kuslarinin ikisi de ferdi idi: biri tayfur, diger özbeğen. kristıl'a da dedim, ikizlerinin adini boyle koyacak.
Pazarin sohbeti gibi yazmissin Toplu igne kizim sahi günlerde ne idi Bbenim icin her gün Pazar darisi basiniza.Yazinin basinda AB ye dokundurmussun.Önce oradan basliyayim.Muhabbet kusu korumada olup tek olarak kafeste tutulmasi yasaktir.Eyvah!... diyeceksin degilmi.Gelelim ikinci konuya tasimis oldugu bir bakteri insanlara cok zararli bir alerjiye yol aciyor.Tabii bu bagisikli olanlarin harici.Aklinda olsun diye söyledim.Hani diyebilirsin lazim oldugu zaman.Güvercin koruma altinda olmadigi gibi kot (pisligi) korkunc derecede mikrop tasir.Ab ona ucan fare adini takmistir.Gelelim Kargaya AB korumasi altinda olup hayatta dokunamazsin.Bir adami dövsen ona dokundugun kadar ceza almazsin.
Martilara gelince o da koruma altinda dir.AB fasli bu kadar.Hangisi isine yararsa evde onu kullan.AB li olacagiz diye.Meslegimi soracak olursan ben sadece bahcivan'im Doga'yi koruma kismi bizim meslegin icine girdigi icin her 3 ayda bir Brükselden gelen kanun kitaplarindan.
Ipin ucunu kacirdik galiba.Yazini zevkle okudum.Bir tip daha vereyim.Cift olarak kafeste ki muhabbet kusuna kelime ögretmek ne derler Deveyi hendekten atlatmaya benzer.Isim koymaya gelince ayaginda ki demirde ne yaziyorsa öylede hitap edebilirsiniz.
Saygilarla.
Ay,çok güldüm. Çünkü biz de o modaya uyup almıştık muhabbet kuşu ve adları da çıtır ile alişti. Şu kuş fobine gelince :Annen sana kuşlar filmini izletmiş sen çok küçükken, ondandır o. Ben de hep güvercinlerin kafama pike yapıp gagalamasından korkarım ama kuyruğu da dik tutayım diye, çaktırmadan kuşları kese kese yürürüm.
Kız toplu iğne her seferinde adam gibi bi yorum yazıyım şu kıza diyom yazamıyom.Şeytan tüyü var sende anacım.Bizim eve hayvan girmediğinden biz bu tip özlemlerimizi başkalrında giderirdik.Mesela halamın kuşunun adı süleymandı.Baya süleyman diye seviyolardı ilginç gelmişti bana.Minicik el kadar kuşa süleyman insan yarılmaktan söylemez be.
Ayy ben de acayip tırsarım kuşlardan özellikle karga gillerden. Kuş beyinliler ya kafama çarpacak sanarım her seferinde
kafeste durmaları da içimi sıkar. Ne anlar insanlar kuş beslemekten hiç anlamam.
Güzel bir konuya değinmişsin tebrikler...
Ay ay görmeyeli neler yapmışsın bloguna böyle...
Renkler, yazılar... pek bi afilli olmuş canım:)
Memleket işlerini boşver şeker, evlilik nasıl gidiyor?...
hah işte şakir, ne zaman çıkacak bu şakir diye merak ediyordum ben de... demek kuşun adıymış!
benim de ananemin kuşu vardı adı ceylan'dı -hayvan adı- biz ona ceylan dayı diyorduk.
benim lise mezuniyet hediyem 2 adet muhabbet kusuydu(elaleme babasi araba falan alir bize de kus dustu )o sinirle isimlerini cok yaratici bi hareketle mavi ve yesil koymustum(tabiki biri mavi digeri yesildi)maalesef psikopat oldular. annem canim dedirmeye kalktiysa da tek yaptiklari bizi gorur gormez kendilerini kafesin icinde oradan oraya atip ve ciglik cigliga bagirmakti. sonrada makus talihlerine uygun olarak olduler...
huysuz ve tatlı kadın:), senin kardeşin d eharbi kuşsevermiş; aman maşallah ülkedeki tüm muhabet kuşlarını toplamış; isimler süpper yanlız :))
nenonicim; mayhoş mu???? alemsin; çimen de kesin yeşildir; ama yine de cankuş tarzı 1 isim koymadığınız için tebrikler.
gayriyeciğim, senin akrabalarından da başka bir isim beklenemezdi yani..heh heee, ne hınzırsın yahu! ferdi!
erdil bey, valla şapka çıkarttım bu derin bilgilerinize. demek bizim evler ve sokaklar gerçek bir mikrop yuvası! her evde bir muhabbet kuşu var. bizim evdeki muhabet kuşundan sonra zaten bende de alerji başladı; demek ki bana gerçekten dokundu; halen çekiyorum o rahatsızlığı...
cenebazcım, o filmi seyrettim ama kuşlardan zaten korkuyordum o zamanlar; sanırım bendeki bu korku daha da öncelerden geliyor; ama inan kökenine inmek ve u korkumu yenmek istemiyorum, çünkü harbiden çok korkuyorum.
gazelim, şimdi sen süleyman dedin ya, kıkırdamadan duramıyorum yazarken, şimdi ben sana ne diyim? hihaaaahooohaaaa:)) alemsin yahu!
zeyacım, yahu görüşemedik epeydir, nasılsın? ben de kargagillerden nefret eder ve acaip korkuyorum, hele bazen tvlerde habere çıkıyorlar ya insanlara saldırıyorlar, maşallah bir de dana kadarlar kargalar, oldukça besililer ve surat ifadeleri de korkunç. bırrrr-tırstım bak yine
ooooo, damla hanım, aman da aman tatil cadısı seni! nerdesin sen kız? blogum değişti ama bu kaçıncı değişiş? sapıttıkça sayfam, ben de değiştiriyorum; bitti mi gezmelerin; güncelle bari blogunu da kocaa bir yazı nasıl geçirdin öğrenelim arkadaşım...
eyseeancim; şakir benim şirketten kıl olduğum bir vatandaştı; benim için iyi bir intikam olmuştu kuşa ismini vermek. ama sizinkinin de zekasına hürmet etmek gerek; maşallah o ne zeka kız öyle? frenki! hahaaa
ferahcım evet şakiri nihayet bloguma koymuş bulunuyorum, vatana millete hayırlı olsun... ah ah bi de onunla olan anılarımı yazsam :)))) bir kuşa ceylan demek de ayrı bir şakirlik olay sanırım, bence biraz aç sen bu konuyu :))
dentista; aylincim; ya üzüleyim mi güleyim mi bilemedim; hadi geç arabayı, ne bilim insan bir bilgisayar falan alır yahu? :)) sana gele gele iki zeka fukarası kuş gelmiş... hahaaa haaa.. neyse ki isimleri fena değil. keşke babanlara inat;isimlerini alfa romeo ile toyota falan koysaydın belki anlardı seninkiler :))
TOPLUIGNEcgm sen benim balkondaki basedemedgm "meshur fabrikator kumrular"la olsan ne yapacaksin acaba... Ev sanki onlarin... offf offf
ah be yaramı deştin..bizim de zamanında tam bu muhabbet kuşu modası hakimken, yeşil pek şirin canikomuz vardı..evet adı caniko idi,küçük minik hayvan le bunnar,mutallip mi diicez illa..şakir fena seçim diilmiş ya neyse..
işte efenim bu caniko,ben üniversiteye hazırlanırken bir yoldaş oldu bana,evde test çözerkene,bööle soruların üzerinde yürümeler,doğru şıkkı gagalamalar falan diyim ben ööle de akıllı bişiydi...kafesinde hiç yaşamadı,hep benim omuzumda falandı...apartmanın kapısında karşılardı benim geldiimi anlayınca..hatta biz bu caniko sevgisini ööle abartmıştık ki ailecek, gittiimiz tatillere bile kuşumuzla gider olmuştuk..yeminle len, hep gittiimiz istanbula yakın gayet 5 yıldızlı bi otelde adımız deliye çıkmıştır muhtemelen,pembe kafesi ile canikoyu odanın baş köşesine yerleştirdiimizde!
o zamanlar pek normal geliodu bu,aileden biri olduydu...
sonra 5 sene falan sonra,ölünce çok üzüldük len iğnecim...annem işe böğüre böğüre gitti elinde canikonun cansız bedeni...odacısına vermiş gömün lütfen bunu diye,ağlaya ağlaya..o gün bütün ofisi yastaydı annemin..ben ise 2 gün bunalıma girmiştim...böyle bağlandığımız bişiydi bizim muhabbet kuşu...pezevenk hiç demedi...kıvaaannççç diye baarırdı...biz annemle kavga ederkene de cak cak cak diye öterdi en bet sesiyle,susturmak için bizi...enteresandı..üzüldüm len şimdi hatırlayınca..dur bi gözlerimi siliim!
şakir diye sen dalga geç bu kuşlarla daha,bak ne duygusal hatıralar var bazılarımızda:)
Benimde kopegimin ismi $akir :) ... Ada$ olan hayvanlarimiz var artik, tanisiyor olsaydik ortalarina girip dilek dilerdik :) ...
Ho ho hoooo. İğneciğim ben de salak bir papağan alıp adını morisss mi koysam. Off çok eğlendim anlattıklarından, ne kadar salak olduğunun farkında değil, oysa kendisini nasıl da belli ediyor.
Ben de Şakir koymuştum kuşumuzun adını, ama artık sevmiyorum evin içinde kuş; tüyü dökülüyor, her gün temizle, hergün yem koy, su koy, koyazsan kokar, sabah kalkmadan car car öter,, uyadırır, kafasını kapatırsın ötmesin diye bunalıma girer, yok dedim ben bu günahın altında ezilemem:)))
Yazılarınızı merakla ve ilgi ile takip ediyorum. Hong Kong'dan bile sizi takip eden bir hayranınız olması size mutlu etsin bence :)
Neyse konuya dönelim yazınız güzel olsada eskisi kadar akıcı ve espirili değil bence. Sizde performans düşüklüğü görüyorum ve bu Hong Kong'da olan beni gerçekten yaralıyor. Bakıyorumda zaten comment bırakan sayısında gerçekten gözle görülür bir düşüş var.
En kısa zamanda daha ilgi çekici konularla bizim içimize sıcak bir neşe getirmeniz dileği ile...
Hong Kong Türk Bilişim Derneği
kuğucum aman biliyorum senin o meşhur kumrularını. sen senin kediyi eğit de ham yapsın onları; bak bi daha yuva kurarlar mı?
anacım gristalim; senin caniko değilmiş tek enteresan olanı len! basbaya, anan, sen maaile enterasanmışıız len girdalım pulitzerim:))) siz 52sini de yapmışsınızdır onun hahaaah haaaa
arımayasilgisi; ay ne kadar ilginç bir rumuzun var enin öyle? bak şako'larımız pişti oldu ama arkadaş olmaları mümkün değil; bizimkisi mefta oldu da :(
aslıııı, moris koy evet, hatta ben de bukalemun alıcam ve ismini moris koyucam nasıl olsa bu moris bukalemun gibi habire rumuz değiştiriyor...
duygucum, seninkiler de kuşa padişah muhabeti yapıyorlar; 3. boncuk; 4.Boncuk haha haaa. alemmiş sizinkiler de yahu :))
şeydacım al bende de o kadar!!! san atamamen katılıyor ve şakir kardeşlerimizi rahmetle anıyorum...
Hong Kong bilişim derneiğinden yazan anonim arkadaşım; Hong Kong'daki okuruma yaraşır yazılar yazacağıma söz veriyorum. Merak etmeyin; çok yakında iş yoğunluğum biter bitmez size layık olacak yazılar çıkartacağım; Hong Kong'a karşı küçük düşmek istemem :)
kus cok istedim ama evde hep kedi vardi ....
ama ben en cok papaganda cabbar ismine hastayim
İlahi Topluiğne öldüm gülmekten benim de bir arkadaşım Kemeraltındaki güvercinlerin birinin kafasına isabet edeceğini düşünüp elleri kolarıyla başını sarmalayarak geçerdi oradan onu hatırladım.
O dönemde ben de çok kuş besledim, babam bir muhabbet kuşu alıp ona "şampiyon" demeyi öğretmişti. bir de bu hayvanlar ses taklidi yapıyorlar ya konuşmayı öğrendikleri kişinin ses tonunda konuşuyorlar ama en komiği erkek kardeşimin odasında duran kuşun sonunda "fatiiiiii ders yap ders" diye ötmeye başlamış olmasıydı.
Bir de teyzem vardı muhabbet kuşu besleyen onlar da ev halkının isimlerini söyletiyorlardı ama oğullları iki kez nişan atmak zorunda kalmıştı, düşün şimdi yeni gelin adayının yanında kuş halen eskisinin adını söylüyor diye ne azap çekiyorlardı.
Ayyy çok güldüm yaaa
sevgiler
Kavak yelleri
Yorum Gönder