Cuma, Ocak 12, 2007

Birdir bir bilmece, buz üstünde kaydırmaca

Şükürler olsun allahım artık türk milleti olarak buz dansını da öğrendik.

Sanırım ilkokuldaydım trt3 yayına açılmıştı, en büyük zevkim buz üstünde kayan patinajcılarının yarışmalarını izlemekti. Kadınlar, erkekler, çiftler, o güzelim parıltılı elbiseleriyle buz üstünde kayarlar, dönerler, parende atarlar, gösterisi bitince 2 tane çocuk patenci ellerinde çiçekle yüzleri vakur sanki çok önemli bir iş yapıyormuş gibi yarışmacılara yaklaşır, ellerindeki buketi verir, yarışmacılar da ç"ok lazımdı şimdi bunlar, siz puanlardan haber verin" edasıyla bu bebeleri öper ve puanlarını beklemek için kenardaki sandalyelere otururlardı. Jüri üyeleri de ellerindeki beyaz kartonlara noktalı rakamlardan oluşan puanları yazarlar ve sırayla okurlardı. Sunucu da 3 dilde bu puanları ekrana duyururdu. Yarışmacıların ellerinde şişe su, nefes nefese kalmışlar gariplerim, yanlarında Madam Rotenmeyer’a benzeyen erkek hormonu yüklemesi yapılmış miyadı dolmuş eski sporcu bozuntusu menejerleri ile tir tir titreyerek beklerlerdi. Jüriden puanlar gelmeye başladı mı, “Vaya Moni dö pua” şeklinde puanlar söylenir ve biz her zaman olduğu gibi doğu bloğu ülkelerinden gelen sporculara hayranlık duyardık. Bilemezdik tabi onların gestapo sistemiyle kimbilir ne tür antremanlara katlanmak zorunda kaldıklarını. Ama buzda dans bu insanların doğasındaydı. Yılın en az 6 ayı karlar altında olan bir ülke halkının buzda değil yürümek parende atmak bile doğasında vardı. O yüzden de eski SSCB sporcuları hep bu yarışmalarda birinci olurlardı. O dönemler çocuk aklı işte, neden bizim de buz patinajcılarımız yok diye iç çekerdik. Oysa ki salak iğne, düşünsene, senin ata sporun var; cirit var, yağlı güreş var, yağsız güreş var. Buzda dans senin ülke vatandaşının doğasına aykırı bir kere.

Geçen gün show tv’de hayatımın en anlamsız, en gereksiz, en saçma, en abuk yarışmasını izledim. Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Bir kere "buz üstünde kayamayarak en aptal duruma düşmek" gibi bir formatı olduğunu en sonunda anlayabildim. Bizim de millet olarak taklit etmediğimiz bir buz dansı yarışmamız kalmıştı diye sinir olmuştum. Meğerse ben yanlış anlamışım bu yarışmanın amacını. Asıl amaç "Biz de bu spor dalında varız" değilmiş. Bunun amacı aleme şunu göstermekmiş: Biz türk milleti olarak buzda yürüme, dans etme gibi bir kabiliyetimiz yok. Kaşınmayın, aha işte elimizdeki seçmece karpuzları topladık, izleyin bunları, haddinizi bilin, bi de üstüne bu işin federasyonunu, ödeneğini falan istemeyin, ekrandaki bu seçmecelerle yetinin, “e hadi yiyin gari” demekmiş.

Şimdi yarışmacılara bakar mısınız? Amerikan şov dünyasının argümanı olan “looser denilen ve benzerlerine ünlüler çiftliğinde karşılaştığımız tipler… Hay sanki çok lazımlarmış gibi buzda aylarca ders almışlar, düşmüşler, nazik popoları çürümüş, yok içlerinden bazı süper zekalar zedelenmeye karşı sigortalatmışlar o malum yerlerini. 2 tane de çocuk ellerinde çiçekler, her yarışmacı buz üstünde yürüyemedikleri için partnerlerinin kucaklarında pistten ayrılırken bunlara çiçek veriyorlar, aman da aman aynı ilkokulda seyrettiğim gibi. Her nişanımız da yerinde.

Bu yarışmayı oluşturan 3 temel unsur var ben bunları yazayım, yorumu da size bırakayım! ANLADINIZ SİZ!

1.UNSUR: YARIŞMACILARI – Yıldo, Asena, Tuğba Ekinci, Pınar Aylin, Şebnem Şefır, Mehmet Aslan ve ismini bilmediğim bir iki tane daha ünlü türk sanatçısı (!) daha var.
2.UNSUR: JÜRİ – Alinur velidedeoğlu (sen kalk türkiyenin en mühim reklamcısı ol, ödül mödül al, sonra Tuğba denen kadının popo sallayışına “dö pua” ver!), Ayşe Arman (hakkatten ayşe hanım, çok mu istedin illa ki bir star yarışmasına jüri olmak da acık bekleseydin sana daha yakışanı çıkardı yakında- ha bu arada kuş yuvası model saçlarına bittim. Manyas kuş cenneti yetkilileri size sesleniyorum, kelaynaklar için süper tutar bu model yuvalar), Sema Çelebi (ünlü iş kadını! Ben bilmiyorum hangi holdingin CEO’su falan, varsa bilen söylesin), Olcayto Ahmet Tuğsuz (kimdir bu adam, necidir bilmiyorum- sanırım Japon bir anneye sahip, annesinin adı da "hokayi to" herhalde) ve iki de adamcağız vardı biri menecermiş (ha haa ne güldüm ay bu yarışmacıları toplasan 1 tane buz patencisi etmez- kimi keşfedeceksin de sen avrupada menecerliklerini yapacaksın, ilahi)- ve en sonda da buz pateni federasyonu bilmemnesi sayın bay bilmem ne. Ba baa baaa bakar mısınız? Yahu koskoca TC’nin bir buz pateni federasyonu var da, ne olduk bugüne kadar, orası meçhul.
3. UNSUR da sunucuları tabi ki de, nesini anlatayım ki onların. Sunucu kızımız jüriden birine şu soruyu sorunca yarıldım ben: “peki siz hangi sebeple jüri oldunuz, neyinize göre değerlendirme yapacaksınız?” Soruya bakın, hizaya gelin.

Yakında At üstünde Cirit Star (sponsoru arifoğlu sucukları mesela) , Kırkpınar Yağlı Güreş Star (sponsoru komili sızma zeytin yağları olsun mesela), Gülle Güzeli (sponsoru etiform mesela) tarzı yarışmalara hazır olalım ey ahali. Katılımcı sanatçıları da siz bulun mesela…

9 yorum:

Adsız dedi ki...

:)))

Çok güldüm yine Özlemciğim. Mutlaka izleyeceğim. Annem de çok gülmüş izlerken.

Ayşe Arman kızarmış sinirinden bir ara diyorlar.

Asortik Krep dedi ki...

Gülmekten katılımcıları bulamadım ..Çok güzel olmuş yine yazın :))

Adsız dedi ki...

Cidden neler oluyor oralarda oyle?

Digerlerini bilmem ama Alinurcugum klasini hep korurdu. Hay Allah!

Adsız dedi ki...

:):) ben izlemedim ama yine de gozumun onune geldi ve guldum..
Buz pateni deyince benim de aklima pazar sabahlari gelir.. cok izlerdik.. haaa bi de universite hayatim boyunca, Turkiye'nin baskenti Ankaranin birtanecik buzpateni pistinin (belediyenin) yine belediyeye olan su veya elektrik faturasi borcunu odeyememesi yuzunden kapali olmasidir..!! Bilmem bu millet neden buzpateni ile yeni yeni tanisiyor.. ?:)

Adsız dedi ki...

bende ilk kez bu hafta izledim birazcık senin postunuhatırlayarak izledim, bayagi ustalatmışlar artık fena kaymıyorlardı..

Adsız dedi ki...

İğne bende reklamını gördüm:)) Valla cirit atma yarışması olsa ben izlerdim herhalde, eminim daha klas bi yarışma olurdu bunlarınkinden, hehehe:)) Ama bu yarışmalar olmasa bu looser tabir edilen, kafadan kaybetmiş arkadaşlar nerden ekmek yiyecek?

Toplu İğne dedi ki...

aslıcım izle muhakkak, ama 10 dakkadan fazla kaldırmıyor bünye, ben yine de uyarayım dedim :)

asortik krebim, sağol hayatım, napalım ülkemizde gülünecek malzeme çok :)

özdecim, nerelerdesin sen yahu? burda neler neler oluyor bir bilsen :))) burda malzeme çook. alinurcuğun da o eski alinurcuğun değil vallahi :)

Toplu İğne dedi ki...

elmacım, evet ilk ankaradaydı di mi öyle bir buz paten pisti de vardı, hatta çamur rengindeydi niyeyse? bir de amerikan buz hokey takımı kurulmuştu bilkentin. hihaa haaa hoo. ay gülmem geldi koptum ben :))))

sevgili kavak yelleri,evet bir nebze olsun ustalaşmışlar da bunun topluma ve bireye ne gibi bir faydası var halen çözmüş değilim

cadıcım, sen de haklısın, ekmek parası. onlar da haklı. gerçi biz de ne şartlarda çalışıyoruz gerekirse dansöz gibi kıvırtıyoruz para kazanalım diye, işin sırrı buymuş işte, salla popoyu kap parayı. oh ne ala memleket :))

Adsız dedi ki...

Sevgili Toplu igne, burda (USA) daha beteri var bu tip yarismalarin, bad girls adinda bu kizcagizlar bizdeki sulukule kivaminda altalta ust ustte birbirlerinin sacini yoluyorlar. Isin sirri ne kadar dejenere olursa o kadar izeniyor sanirim.
Yazilarini cok begenerek okuyorum.
Sevgiler, Gonul.