Salı, Şubat 14, 2006

Nokta (.)


Günlerdir gazeteler televizyonlar derin bir tartışma içindeler. Yok efendim o adam köylü değil provakatörmüş, yok bizim başbakanımız halk adamıymış, çıktığı yeri unutmuyormuş, yok efendim bizim halkımız da zaten hep argo konuşurmuş, kahvehane ağzı, külhanbeyi ağzı zaten halk arasında çok kullanılırmış, halk insanı başbakan da böyle konuşurmuş. Aslında ben politik konulara girmemeye çalışıyorum – malum internet ortamı; ağzı olan konuşuyor; boşu da var dolusu da... herkesin görüşlerine saygı duyulabilir ama bir yere kadar... Ben burada konuyu noktalandırıyor ve size iki çift göze dikkatli bakmanızı öneriyorum. Bu gözlerden biri Mersin’de diğeri de Tokat’ta konuşmuş. Ben size kısaca “Bırakın Gözler Konuşsun” diyorum.

5 yorum:

Alper Akcan dedi ki...

Yazdıklarında çok haklısın, çok da güzel oturmuş.

Ama kimle kimi kıyaslıyoruz ki? Kıyaslamak bile yersiz oluyor bazen.

Adsız dedi ki...

Milletimizin efendisi adabıyla hitap etti, o adam (ünvanını bile ağzıma alamıyorum çünkü yakışmıyor)nasıl cevap verdi. Bu çiftçimizi yürekten kutluyorum,anlamayanlara kimler tarafından yönetildiğimizi gösterme fırsatı bulduk sayesinde, helal olsun yürekli köylüymüş..
asli bora..

Adsız dedi ki...

Ben bilirsin direkt dalarım bu konulara,bir gün toplayacaklar beni :P

İğneciğim,dün bir başka sevdiğim arkadaşımın blogunda daha vardı bu resim.

Orada da yazmıştım,ben bu karşılaştırmayı bile gereksiz buluyorum diye.Kaşıkçı elması ile plastik boncuk arasında karşılaştırma yapmak gibi geldi bu foto bana,her ne kadar güzel bir amaca yönelik hazırlanmış olsa da.

Toplu İğne dedi ki...

aslıcım çok haklısın, biri elmas diğeri plastik boncuk. Ama değilmi ki TC tarihinde ilki biri sonuncusu da diğeri olarak yer alıyorlar, ülkemiz neden nereye gidiyor açısından-biliyorum canımızı acıtsa da bu bizim gerçeğimiz. Baksanıza kimle başlamışız ve kimle devam ediyoruz ve bundan sonrakini açıkçası çok merak ediyorum, umarım sonumuzu getirmez. Kısacası ben de o resimleri koyarken canım acıdı, yakışmıyorlar bile aynı ortama. Ama malesef gerçeğimiz bu değil mi?sevgiler

Pareo Anne dedi ki...

gunlerdir buyuk hazimsizlik ve uzuntuyle haberleri takip ediyorum.
anani da al git demis ya, bu inanilir gibi degil, sozlerle anlatilir gibi degil...
isin daha da kotusu bu olaydan da prim yaparak siyrilmaya calisiyor olmasi. halkimiz ic yuzunu anlamak bir yana, daha cok saksakliyor, bak yaw, iste bizden, icimizden biri diyerek. beni icim ona kan agliyor.
konyada kadin gazeteci, basi acik diye taslaniyor. kahramanmarasin kurtulusu senliklerinde turk kadinini kara carsafli kadinlar temsil ediyor. izleyiciler haremlik-selamlik oturuyor, ustelik bu zat bunu hic yadirgamadan cikip konusma yapiyor ve konusmasinda turkiyenin muasir medeniyetler seviyesine cikacagini iddia ediyor. diger yanda akp' li belediye baskanlari makamlarinda gazetecileri hastanelik ediyor.
ben bu ulkeden kacip gitmek istiyorum artik, duzelecegine iliskin umutlarim bitti. kizimi nasil bir dunyaya getirmisim diye ciddi ciddi uzuluyorum. cok uzuluyorum...