Salı, Şubat 07, 2006

Dersimiz gazetecilik

Yer: Kuaför salonu
Tarih: Geçtiğimiz pazar
Saat: Sabahın erken ve afyon patlamamış bir vakti
Yapmakta olduğum şey: Sıra beklemek (düşünün o kadar sıra var yani tek deli ben değilim)
Diğer yapmakta olduğum şey: Elime geçen gazeteyi okumak ve çay içmek
Okuduğum gazetenin türü: Herhangi bir gazetenin pazar eki
Köşe: Köşe denmez ona, bir sayfayı komple hanfendiye ne yediğini, ne gördüğünü, nerde kaldığını yazsın diye ayırmışlar. Tam sayfa – boru değil!
Yazar: Köşe pardon tam sayfa yazarı olan bir hanımefendimiz. İsim vermeyeceğim.
Konu: Konu-monu yok, aramayın; nerde ne yedim, nerenin garsonu bana hayvani bir porsiyon getirip kıyak çekti, kim en lezzetli somon filetoyu yapmış, bunun kuşkonmazını ne pariste ne barcelonada hiç bir yerde yiyemezsiniz gibi apır-sapır şeyler
E peki bana ne oluyor?: Bana olan şu: Köşe pardon tam sayfa yazarı denen hanfendi yazısının ilk cümlelerine hiç abartmıyorum aynen şöyle başlamış. “LOBSTER’A BAYILIYORUM. HAYATIMIN HER DÖNEMİNDE HEP LOBSTER YEMİŞİMDİR AMA EN GÜZEL LOBSTERLAR BURADA YAPILIYOR.... BU ARADA LOBSTER İSTAKOZ DEMEK. BİR GAZETECİ OLARAK SİZİ BİLGİLENDİREYİM DEDİM (sağol abla.. magazin duayeni dediğin de böyle olur işte. Harbi kadınsın abla, iyi ki varsın, aksi taktirde biz nerden bilecektik lobster’ı, istakozu; yanlız merak ediyorum çocukken de evinizde “lobster” mı pişiyodu yoksa ananız siz acıkınca evde hamur açıp “pişi” mi veriyodu elinize?
Haberin Devamı: Ünlü magazin duayeni yazılarına devam ediyor: BURADAKİ LOBSTERLAR İSTANBULLU SOSYETİK ÜNLÜ İŞ KADINI BİLMEMNE HANIMIN LOBSTER İTHALATÇISI FİRMASINDAN GELİYOR (bakın, hala istakoz demiyor; dikkatinizi çekerim; neymiş? L-o-b-s-t-e-r! Tekrarlayın içinizden; aferim iyi gidiyor, siz de öğrendiniz artık, eskiden yarımdınız, bunu öğrendiniz artık tam bir insansınız; bugün milattır arkadaşlar; haydi hep birlikte “”lobster” yiyelim mon chérié! Ve “don perignon” şampanyalarımızla da bunu kutlayalım!) neyse haberin devamı: KİŞİ BAŞI, EĞER ALKOL ALMAZSANIZ 100 MİLYONA ÇIKABİLİRSİNİZ, YANİ ÖYLE KORKTUĞUNUZ GİBİ DEĞİL, HERKES YİYEBİLİR, HEM BU LOBSTERLAR DÜNYANIN EN LEZZETLİSİ. İNANIN BANA DÜNYANIN HER YERİNDE YEDİM AMA BURDAKİLER HARİKA. ŞEF BİLMEMNE DE BENİMLE ÇOK İLGİLENDİ, HİZMET SÜPER, İŞLETME MÜDÜRÜ BENİM ZATEN YILLARDAN BERİ SEVDİĞİM ÇOK SEVGİLİ DOSTUM BİLMEMNE BEY (bu aslında şu demek oluyor arkadaşlar: yıllardır bu adamın işlettiği yerlerde hep beleşe yedim, bu adamcağız gıkını çıkarmadı, en son 20 kişilik dostlarıma ramazan iftar yemeği verdim, para da almadı, sağolsun).
Anafikir: Lobster uzaylı değildir, o bir istakozdur, ucuzdur, onu herkes yiyebilir, zenginlik göstergesi değildir, bir gazetenin tam sayfası kendisine ayrılacak kadar önemli bir konudur, türkçesini kullanmak avamlıktır. İngilizcesini kullanmak ise bir asalet ve kalite göstergesidir. Böyle biline!

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Ha ha haaaaaaaaaa.

Yuh yani ,görgüsüzlükte bir sanatmış meğerse .

Yani istesek yapamayız.

Bu görgüsüzlerden her yerde var ama ne yapılabilir ki,koca bir kahkaha atmaktan başka.

Benim de karşımda bir görgüsüz var ve ben ona her gün katlanıyorum.

BU ARADA LOBSTER İSTAKOZ DEMEK. BİR GAZETECİ OLARAK SİZİ BİLGİLENDİREYİM DEDİM

Allahım,Allahım...

Adsız dedi ki...

Bu arada seni haftanın blogu yaptım,umarım sakıncası yoktur.:P

ZeYNeP dedi ki...

Kisi basi 100 milyon az parami,
millet 300 milyonla ev gecindiriyor, bu ne edepsizliktir anlamadim yahuu..
Benim esim gazeteci, emek ister bu meslek. Bu kosedeki zati muhterem gazeteciyim demesin, diger saygideger gazetecilere haksizlik etmesin.

Zeynep

Adsız dedi ki...

Yaşasın köşeci teyzenin sayesinde lobster'ı öğrendik. Oleyyy
Ben gıcık oluyorum bu tiplere git beleş ye reklam niyetine yaz.

Hayatının her döneminde lobster yemiş heheh babasının istakoz pardon lobster tekneleri vardı belki

Off yaa magazin basını sardı 4 yanımızı ...

kedi dedi ki...

Aaaa!Ne banal yorumlar yapmışsınız kızlaaar!Siz yoksa hiç L-O-B-S-T-E-R yemediniz miii?
Nayır,nolamaaaz,ben haftada en az 3 kere lobster yiyen bi insan şahanesi olarak kimlerle yazışıyoruuuuuuuuuum? :))))))))
NEFRET EDİYORUM BÖYLE SONRADAN GÖRME GÖRGÜSÜZLERDEN.
Sen de yazılarını bu insan müsvettelerine ayırma güzelim:)boşver onlari.Sen sağdan soldan yaz daha iyidir:)))))))

Pareo Anne dedi ki...

eee yine gazetenin birinde okudum geçen gün. jet sosyetemiz artık etlerini de newyork' tan getirtiyormuş. ünlü bir kasap varmış, internetten sipariş veriyormuşsun, bilmemkaçyüz dolara sana bir kilo et gönderiyormuş. hem de günlük getirtiyorlar, ağızlarına başka et sürmüyorlarmış.
ne demeli bilmem
bu saçmalıkları tarif edecek bir kelime yok lugatımda. pardon var da, ayıp olur. RTÜK senin blogu kapatmaya kalkar sonra. Ben bilahare senin kulağına söylerim.